Müjde
Müjde arkadaşlar, Van Gölü’ne kıyısı olan yerleşim birimleri arasında uzun zamandır ara verilen su taşıtları ile ulaşım yapılmaya başlanacaktır. Biliyorsunuz Adilcevaz ve Ahlat’ta yapılan dalga kıranlar sayesinde güvenli şekilde fazla büyük olmayan su taşıtlarına ev sahipliği yapabilir duruma gelmiştir. Erciş’te de büyük bir liman inşa edilerek göl üzerinde yolcu ve yük taşımacılığı için gerekli alt yapılar tamamlanacaktır. Yolcu ve yük taşımacılığına uygun su taşıtları ve gemiler için girişimler başlatılmış Adilcevaz, Ahlat, Erciş, Edremit ve Gevaş’ta Liman Başkanlıkları kurulacaktır. Yap İşlet Devret Modeli uygulanacak olup kıyısı olan yerleşim birimindeki işadamlarına öncelik verilecektir. Böylece bölgemiz ticaret yolları çeşitlilik kazanacak ekonomi ve turizm açısından büyük bir canlılık ve gelir sağlanmış olacaktır. Yeni istihdam alanı ile de işsizlik sorununa çözüm olacaktır.
Ne güzel bir müjde olurdu değil mi? Ne kadar sevinirdik de şükür kurbanları kestirirdik. Ama yok maalesef bir düş gibi yukarıdaki ifadeler… Ümit Gültepe isimli Vanlı bir arkadaşımızın tweetinde görmüştüm. Gece karanlığında Edremit ‘ten görülen Adilcevaz’ın ışıklı görüntüsünü paylaşmış göl üzerinden kuş bakışı 45 km mesafeyi neden 2,5 saatlik karayolu ile kat ediyoruz mealinde sitemini paylaşmıştı. Hak verdim tabi ki merak ettim. Eskilerden duymuştum Elli sene evveline kadar küçük çaplı da olsa sadece Tatvan Van değil diğer ilçelerle de göl üzerinden ulaşım yapılıyormuş. Bir de geçmişe bakalım ne yapmış eskiler. Google efendiye bi sordum bununla ilgili kallavi bir makaleyi karşıma çıkardı. Okuyunca şaşkınlığım arttı. Hüküm süren tüm devlet ve medeniyetler bugüne göre çok daha aktif olarak gemilerle, teknelerle ulaşım yapıyorlarmış. Ben aradan çıkayım Prof.Dr. Orhan Kılıç‘ın ORTA VE YENİÇAĞDA VAN GÖLÜ’NDE GEMİ YAPIMI, TAŞIMACILIK VE TİCARET* konulu bilimsel makalesinden bazı bölümleri aynen aktararak paylaşayım.
“Van Gölü, yüzölçümü bakımından Anadolu coğrafyasının en büyük gölüdür. Büyüklüğünden dolayı tarihi süreçte deniz veya derya olarak anılmıştır. Bu özelliği ile deniz taşımacılığı ve deniz bağlantılı ürünler bakımından bölgenin askeri ve iktisadi tarihini olumlu bakımdan etkilemiştir. Orta ve yeniçağda Ahlat ve Van’da tersaneler kurularak gölde işleyecek gemiler inşa edilmiştir. Göle kıyısı olan önemli merkezlerde eskiçağlardan itibaren limanlar bulunmaktadır. Ahlat, Van ve Tatvan önemli liman şehirleridir. Erciş, Adilcevaz ve Vastan ise daha küçük limanlara sahiptir. Buralardaki gemiler vasıtasıyla çeşitli nakliyat işleri ve buna bağlı olarak ticari faaliyetler yürütülmüştür. Van Gölü’nde gemi yapımı ve işletmeciliği devletin verdiği izin ve yetkiler çerçevesinde gerçekleşebilmiştir. Gölde devlete ait nakliye maksatlı kullanılan gemilerin yanında, devletin müsaade ettiği oranda ahalinin
yaptırdığı küçük çaplı gemiler de işlemiştir.
Van şehri, İran bağlantılı yolların kesişme noktasındadır. Buraya gelen tüccarlar, Van-Tatvan arasındaki karşılıklı nakliye işlerini çoğunlukla bu iki merkezdeki limanlardan göl yoluyla yapmışlardır. Hava şartlarının uygun olduğu zamanlarda Tatvan’dan Van’a kayık veya gemi ile seyahat, karayoluna göre daha az zaman alıyordu ve daha güvenli idi. Bu sebeple, şark seferlerine çıkan Osmanlı ordusunun iaşesi için gerekli olan zahirenin taşınması işinde deniz yolu aktif olarak kullanılmıştır. Van Gölü çevresindeki bazı merkezlerde bulunan çeşitli madenlerin imalathanelere nakli gemilerle yapılmıştır. Top veya top güllesi (darbzen) dökümü için gerekli olan malzemeler gemiler ile Van Kalesi’ndeki dökümhaneye taşınmıştır. Barut yapımında kullanılan hammadde ve malzemeler imalathanelere göl yoluyla ulaştırılmıştır. Van şehrinin ihtiyacı olan akacak odun da çevreden toplanmış ve çoğu zaman göl üzerinden şehre getirilmiştir.
Orta ve yeniçağda Van Gölü bağlantılı en önemli ticari unsur balıktır. Bendimâhî Çayı’ndan avlanan balıklar tuzlanarak çevre ülkelere ihraç edilmiştir. Göl çevresindeki gölcüklerde biriken sudan elde edilen soda tozu (boraks), balığın dışındaki bir diğer önemli göl ürünüdür. Dokumacılık mamulleri, sarı zırnık, arsenik, kaya tuzu ve bal bölgedeki diğer önemli ticari unsurlardır.”
“Sonraki dönemler için bir fikir vermesi bakımından, 19. yüzyılın hemen başlarında Van Gölü’nde 7-8 adet yelkenli geminin faal olduğunu belirtmek gerekir39. Bu gemiler de ancak Bitlis ve çevresi ile yapılan ticarete cevap verebilecek durumdaydı. Yelkenlilerin dışındakiler, küçük kayıklar veya gemilerdi. 19. yüzyılın son çeyreğinde Van’ı ziyaret eden Vital Cuinet’in verdiği bilgilere göre, Van Gölü’nde mal ve insan ulaşımını sağlayan yelkenli gemi sayısı 87 idi. Bunların 60’ı Van, 25’i Gevaş, 2’si ise Adilcevaz iskelesinde bulunuyorlardı. Bahse konu gemilerdeki toplam personel sayısı 348, toplam yolcu kapasitesi ise 1044 idi. 1899 tarihli Van Vilayet Salnâmesi’ne göre, gölde 110 adet küçük gemi bulunmaktadır.”
Okudunuz değil mi? Gölde sadece balık yokmuş. Van Gölü ulaşımda aktif olarak kullanılıyormuş. Tüh bizim gayretsizliğimize, tembelliğimize, çapsızlığımıza dediniz mi bilmem ama dedirtmiyor mu Allah’ı severseniz? Tatvan - Van Feribotu bize, bölge halkına yeter mi? İletişim ve ulaşım çağında bizden öncekiler gibi aktif kullanabilsek daha hızlı ve ekonomik olmaz mı? Bir de Van’ a tramvay hattını kursalar, Van’ da işi olanlar iskeleden şehir merkezine tramvayla ulaşsalar trafik yoğunluğunu azaltmaz mı, doğayı daha az kirletmez miyiz, fosil yakıtta dışa bağımlılığımız daha azalmaz mı? Sorular sorular...
Sözün özü Van Gölü havzasının çocuğu olarak bir müjde bekliyorum ve istiyorum. Haksız mıyım?
Bu arada ilçemizde temeli atılan Dalgıçlık Okulu hayırlı olsun. Kim düşünmüş, emek vermişse yedi ceddine rahmet olsun. Bu okulun ayağı uğurlu gelir de Van Gölü’nün nimetlerinden azami şekilde yararlanmaya anahtar vazifesi görür.
YAZIYA YORUM KAT