12 yıldır aramızdan ayrılan, ilçemizde 30 yaş ve üzeri olan Adilcevazlıların tanıdığı bir isimdi merhum Ahmet Hınıs Amca.
1923 yılında Adilcevaz’da gözlerini açan Ahmet Hınıs, 12 Şubat 2011 de vefat etmiştir. Yaklaşık 90 yılık ömrünü dinç ve aydın bir dimağla geçirmiş, ömrünü bereketli kılan bir büyüğümüz. 40 yıllık devlet memuriyetinden sonra mesaisini yerelde Adilcevaz ve Adilcevazlılara genelde de ülkemizin adına hayır işlerine ayırmıştır.
Adilcevaz’da Kızılay ve Türk Hava Kurumu deyince akla gelen tek isimdi. Yaşamının son demine kadar Kızılay ve Türk Hava Kurumu hayrına faaliyetlerde bulunmuştur. Mağdur vatandaşların, okuyan fakir öğrencilerin imdadına koşan bir nefer olmuştur. Ahmet Hınıs Amcamızın oğlu emekli öğretmen Salih Hınıs Hocamla babası üzerine sohbet ettiğimizde mağdur ve ihtiyacı olanlara Kızılay adına yardım ederken kişi mahremiyetine özellikle dikkat ettiğini belirtti. Üniversitede okuyan öğrenciler için sağladığı bursu kimler alırdı biz bilmezdik dedi.
Ahmet Hınıs Amcanın öne çıkan önemli özelliği Adilcevaz’ın tarihi, doğal, kültürel ve manevi varlıklarına olan bağlılığı ve bu uğurda verdiği çabalarıdır. Hatta bu amaçla benim de üyesi olduğum Adilcevaz İlçesi Tarih ve Kültür Değerlerini Koruma Derneğinin kurucusu olmuş ve uzun yıllar başkanlığını yürütmüştü.
Adilcevaz’da da hüküm sürmüş Urartu Medeniyetinin izine düşmüş, Kef Kalesindeki yapı ve kalıntıların gün yüzüne çıkması, tanıtılması için büyük gayretler sarfetmiştir. Yabancı bilim insanları ile diyaloğa girmiş Adilcevaz’ın İzmir Efes Antik Kenti gibi tanınmasını istemiştir. Böylece Adilcevaz tarih ve turizm açısından cazibe merkezi olacaktı. Bununla birlikte ilçemizde bulunan Selçuklu ve Osmanlı Devleti dönemi eserlerinin de gün yüzüne çıkarılması, tanıtılması hususan korunması üzerine toplumsal bilincin oluşmasını arzuluyordu.
Adilcevaz’daki Vakfiyelerin izini süren Ahmet Amca, asırlardır hayır için kullanılan vakıf arazilerin statüsüsün korunması gerektiğine dair düşünceler taşıyordu. Malasef benim de görüp okumuş olduğum 1487-1488 yılına ait vakfiyede belirtilen yerler amacı dışında kullanılmakta, kişisel mülk durumuna düşmüştür.
Ahmet Hınıs Amca, çok temiz ve şık giyinir ya koltuğuna altında veya elinde eksik etmediği çantasıyla dolaşırdı. Bu çantada üstendiği STK ile ilgili evraklar en önemlisi Adilcevaz’la ilgili belge, bilgi ve dokümanlar bulunurdu. O çanta hep gizem doluydu acaba içinde neler var merak uyandırırdı. Ahmet Amca elinde çantasıyla ilçemize atanan mülki ve idari amirleri muhakkak ziyaret eder, tanışır ve yürüttüğü çalışmaları tanıtır ve muhakkak destek isterdi.
31.01.2008 tarihinde yapılan arşiv değerinde bir haberi paylaşmak istiyorum.
“BİTLİS-Bitlis'in Adilcevaz ilçesindeki tarihi değerlerin korunabilmesi için, ilçede müze kurulması gerektiği bildirildi.
Adilcevaz Belediye Başkanı M. Selim Arıkbaş, Urartu medeniyetinin önemli yerleşim birimlerinden olan Adilcevaz'a kültür merkezi ve müze yapımının şart olduğunu söyledi.
Kültür merkezi yapılması için ciddi girişimler gerçekleştirildiğini, bu konuda Bitlis Valiliği'nin de katkı sunmaya söz verdiğini anımsatan Arıkbaş, şöyle konuştu:
''Kültürel anlamda büyük zenginlikleri bulunan ilçemizi tanıtmak, tarihi değerlerini korumak, sosyal aktivitelere ağırlık kazandırmak için müze ve kültür merkezine ihtiyaç duyuyoruz. Urartulardan kalma bazı eserler, İnönü İlköğretim Okulu'nun bahçesinde ziyan oluyor. Ayrıca kültür merkezi ve kütüphane ihtiyacımız var. Kültür merkezi bünyesinde oluşturmayı planladığımız kütüphane, depolarda ve sağlıksız ortamlarda tutulan kitapların da korunmasını sağlayacak. Bunun için girişimlerimiz sürüyor. Kültür merkezi yapımı için 800 bin YTL'ye ihtiyaç var. Bunun 100 bin YTL'sini Bitlis Valiliği karşılamaya söz verdi. Kalan kısmı için Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğini bekliyoruz.''
İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüsnü Işıkgör ise Adilcevaz'da bir kültür merkezinin yapılması için çalışmaların başladığını belirterek, 2008'de uygulamaya geçilmesi için planlamanın yapıldığını söyledi.
Işıkgör, müze kurulması için farklı bazı prosedürler gerektiğini, bu prosedürler tamamlanmadan müze kurulmasının güç olduğunu ifade etti.
''TARİHİ ESERLER MÜZEDE KORUNSUN''
Adilcevaz Tarih ve Kültür Eserleri Koruma, Turizm ve Güzelleştirme Derneği Başkanı Ahmet Hınıs ise ilçede bulunan tarihi eserlerin koruması gerektiğini söyledi.
Geçmişte Urartuların ilim ve kültür merkezi olan Adilcevaz'a müze yapılmasının, her tür yatırımdan daha önemli ve öncelikli olduğunu belirten Hınıs, şöyle konuştu:
''Yaklaşık 40 yıl önce Adilcevaz'daki Kef Kalesi'nde yapılan kazılar neticesinde ortaya çıkan, üzerinde çivi yazıları bulunan küp, heykel figürler, ilçemizdeki İnönü İlköğretim Okulu'nun bahçesinde tutuluyor. Bu eserler etrafı tel örgüyle çevrilerek korunmakta. Bu tarihi eserleri koruma anlayışı olmamalı. Tarih bu şekilde korunamaz ve okul bahçesine eser bırakmak koruma şekli olmaz.''
Kazılarda bulunan eserlerin üzerlerindeki yazılardan ilçenin Urartuların ilim merkezi olduğu kanıtladıklarını ifade eden Hınıs, ilçede Selçuklu dönemine ait kale, Karakoyunlara ait koç heykellerinin bulunduğunu ifade etti.
Ayrıntılı kazılar gerçekleştirilmesi halinde daha çok tarihi esere ulaşılabileceğini belirten Hınıs, şunları kaydetti:
''İlçemiz doğal ve tarihi güzellikleri bünyesinde barındırıyor. Biz bu değerlerin korunmasını ve hatta ilçemizde yeni kazıların yapılmasını istiyoruz. Çünkü hala toprak altında bulunan çok eserimizin olduğunu biliyoruz. Özellikle geçmişteki kazılarda içinde erzak saklamak için kullanılan küplere sıkça rastlandı. Biz yapılacak kazılar sonucunda bunun daha da artacağını düşünüyoruz.''
Adilcevaz'da bulunan tarihi eserlerin bir kısmının Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ndeki, ''Adilcevaz Köşesi''nde sergilendiğini belirten Hınıs, bundan sonra ilçedeki değerlerin kurulacak müzede sergilenmesini istediklerini söyledi.
Hınıs ''Bunun için özellikle ilçemize modern bir müzenin de yapılmasını talep ediyoruz. Hala ilçemizde bir kültür merkezimizde bulunmuyor. Kültür Merkezi ve müze yapımı için ayrılan 2.5 dönümlük hazine arazimiz var. Yani ilçemizde her iki yapıya uygun çok sayıda arazi var. Bu yapıların inşa edilmesi halinde, yöremizdeki tarihi ve kültürel değerleri bir an önce koruma altına almış olacağız'' şeklinde konuştu.”
Kaynak: turkiyeturizm.com
Vefatından önce kendisini hastanede ziyarete gelen dönemin Valisine tüm yörede bulunan Selçuklu eserlerine sahip çıkılmasını istemiş, memlekete olan bağını, ilgisini ve sevgisini hiç azaltmamıştır.
Ahmet Hınıs Amca ile ilgili olarak babam Fikri Koşar’la alakalı özel bir hatırayı da paylaşmak istiyorum. 2005 yılında babam hac farizasını yerine getirmeye giderken aynı kafilede Ahmet Amca da bulunuyordu. Medine’ de babam Fikri Koşar hastalandığında Ahmet Amca, bir baba gibi ilgilenmiş, o zor günde anneme şefkati ile rehberlik ve büyüklük yapmıştı.
Bugün Ahmet Hınıs gibi aydın, duyarlı ve sorumluluk alan değer ve büyükleri bulmakta ve görmekte zorlanıyoruz. Gidenlerin yeri dolmuyor, doldurulamıyor.
Zor günler geçirdiğimiz şu günlerde büyük bir değer erozyonu var. İnsani ve vicdani anlamda savrulmalar yaşıyoruz. Değerler katledile katledile, bebek ve masumları katledene bile umarsız bir tavır içindeyiz. Yüreği temizler azaldıkça, kirliliklerimiz daha aşikâr oldu.
Belki de geçmişe ve maziye özlemimiz bundandır. Ahmet Hınıs Amcaya, Filistin’ de ve Dünya üzerinde tüm masum ve mazlumlara rahmet dileğiyle…