Begim

Cemal KOCABAŞ

Aklıma düşünce gurbette sılam 
İçimde volkanlar kaynıyor begim 
Hatralar dikilince bir bir karşıma 
Kalbim duygularla doluyor begim 

Doğduğumuz yerler hep çeker bizi 
Nerde olursan ol kaybalmaz izi 
Gabanlardan seyrederken denizi 
Seyretmeye doyum olmuyor begim 

Her şeyi bıraktık baba yurdunda 
Sılam kaldı yedi dağın ardında 
Dostluk bitmiş herkes kendi derdinde 
İnsanlar burnundan soluyor begim 

Bizi harap etti gurbetin kahrı 
Şerbet yapıp içtik her gün bu zehri 
Gözümüzde yaşlar andırır nehri 
Yanağıma  çarpıp akıyor begim 

Ne kadar güzeldi o eski çağlar 
Şimdi aramıza set oldu dağlar 
Badi sabah solmuş bozulmuş bağlar 
Artık bülbül konup ötmüyor begim 

Komşular göç etmiş yıkılmış evler 
Artık bar vermiyor erik cevizler 
Aklıma düşünce göller denizler 
Sanki bir tarafım ölüyor begim 

Nadasa bırakılmış koca tarlalar 
Koyun kuzu gitmiş bomboş ovalar 
Kurtlara yaramış puslu havalar 
Kaptığını alip gidiyor begim 

Kardaş kardaşını sormuyor artık 
Dost dostuna selam vermiyor artık 
Cacık peynir yağdı ekmeğe katık 
Şimdi bunlar sofraya gelmiyor begim 

Nasıl çabuk geçti aylar seneler 
Sırtımızda kambur oldu bu bahaneler 
Hani deden nenen teyzen bibinler 
Ahrete yol alıp gittiler begim 

Gençlik elden gitti ağardı saçlar 
Derdin biri biter öbürü başlar 
Şimdi nerde kaldı bacı kardaşlar 
Hepsi bir köşeye dağılmış begim 

Geçti Ozan Cemal o devri alem 
Benden tüm dostlara sevgiyle selam 
Verdiler elime bir defter kalem 
Size arzu halim yazaram begim