Arkadaşlar Ben Korona, biraz zamansız geldim, sizi telaşa verdiğimin, korkuttuğumun farkındayım ama ben pek de zararlı sayılmam. Sizi silkelemeye aynı zamanda daldığınız vahim ve derin uykudan uyandırmaya geldim. Beni yakalarsanız imha edeceğinizi biliyorum ama ben gözle görülmeyecek kadar küçüğüm, virüs mü ne diyorsunuz işte ondanım. Arkadaşlar benden nefret ettiğinizi, beni düşman ilan ettiğinizi biliyorum, oysaki benim kıymetimi sonradan anlayacaksınız o zaman da ben olmayacağım.
Kıymetli insanlık, dünyaya çok dalmıştınız her gün binlerce insan savaşlarda birbirini öldürüyordu, hele o Aylin bebeğin cesedinin kıyıya vurmuş o hali, bir de Suriyeli küçücük kızın gözyaşları içinde "yemin olsun ki sizi Allah'a şikayet edeceğim" demesi ve buna benzer birçok sebepten dolayı "Yaradanımdan" aldığım görevimi yerine getirmek için çalışıyorum. Senin başka işin mi yok, bizleri eve hapsettin, büyüklerimizi mezara gönderdin dediğinizi duyar gibiyim. Sevgili insanlık dünya meşakkatine öyle dalmıştınız ki bir çoğunuz umursamaz, duygusuz, sevgisiz, vefasız bir de yalancı olmuştunuz. Hele bir de alışverişinizde, siyasetiniz de dürüst davranmıyordunuz, çok konuşuyordunuz, birbirinizin dedikodusunu yapıyordunuz, hiç samimi değildiniz, gülücükleriniz bile sahteydi. Menfaatten başka bir düşünceniz yoktu. Kardeşin kardeşe, komşunun komşuya tahammülü kalmamıştı. Din, iman, inanç sadece geleneksel ve görüntüden ibaretti. Yardımlaşma duygusunu kaybetmiştiniz. (Bir kısmı) Evinizi, iş yerinizi, makamınızı, paranızı, arabanızı, gücünüzü insanlığın hayrına değil de hava atmak ve üstünlük oluşturmak için kullandınız maalesef. Bunların Allah'tan geldiğini unutunuz.
Ey insanlık, unutmuştum da aklıma gelmişken söyleyeyim hani evini barkını, ailesini kaybetmiş muhacir insanlar size geldiğinde (bir kısım kendini bilmez) bu insanları hep hor gördü, dışladı, ne işiniz var ülkemizde diye provokasyon yaptı. Ne oldu şimdi benim korkumdan dışarı bile çıkamıyorsunuz. Oysaki Allah'ın arzı genişti. Neyi paylaşamıyordunuz oysaki Allahû teala "yolda kalmışa yardım edin" diye emrediyordu. Siz ne yaptınız yüzünüzü ekşitip, sırtınızı döndünüz.
Ey insanlık, aklınızı başınıza toplayın, kendinize gelin, Allah'ın ipine sarılın birbirinize zorbalık etmeyin, adaletli olun, birbirinizi sevin sayın aksi takdirde bu musibetler başımızdan gitmez, siz bilirsiniz benden söylemesi...
Şimdi size kötülük mü yaptım sanıyorsunuz? Savaşları durdurdum, zalim devletler küçük devletlere zulüm ediyordu, gariban insanları katlediyorlardı. Ne oldu güçlü devletlerine, ne oldu ultra teknolojilerine, aylardır gözle görülmeyecek kadar küçük olan beni bir türlü arayıp bulamadılar. Hani her şeylere güçleri yetiyordu ya gördünüz mü Allah dilemezse beni asla bulamayacaklar. O küçücük akıllarıyla vakit geçmeden Allah'ın varlığına, birliğine, gücüne iman etsinler yoksa bu kafayla bu zulüm anlayışıyla umarım daha çok evlerinizde oturmazsınız.
Ey insanoğlu beni sevmediğinizi biliyorum, oysa dünyaya dalmış ölümü unutmuştunuz, fena mı şimdi size hayatın faniliğini hatırlattım. Ben ortaya çıktığımdan bu yana kirlenmiş, berbat olmuş fani dünyanızda fuhşiyat, gasp, hırsızlık terörizm azaldı. Ailenizle daha çok zaman geçiriyorsunuz, şimdi ben kötü müyüm yani? İnanın ben sizi seviyorum bundan dolayı beni görmemiş olsanız da bir süre daha misafiriniz olacağım, çünkü ben tarih yazmaya geldim. Dünya bundan böyle korona virüs öncesi ve korona virüs sonrası diye ikiye ayrılacak. Buna inanın artık dünya eski dünya olmayacak. Umarım Müslümanlar çok çok çalışarak yeni bir dünya düzeninin öznesi olarak benden sonraki yeni dünya düzeninde adalet, barış, kardeşlik ve sevgi hakim olur.
"Size isabet eden sıkıntı ve musibetler kendi elinizle yaptığınız (yanlış işler) yüzündendir. Üstelik (Cenab-ı Hakk hatalarınızın) birçoğunu da affetmektedir." (Şura-30)
Hz. Ali'ye sordular: "Başımıza gelen sıkıntılar, imtihan mıdır? Yoksa ceza mı.?" İlmin Kapısı cevap verdi: "Eğer bizi Allah'a yaklaştırıyorsa imtihandır. Uzaklaştırıyorsa cezadır."