Yaşıyoruz işte farkına varmadan, yavaş yavaş ve azar azar ölüyoruz. Ölümlerde bir yerlerimizi sızlatmıyor artık, o kadar dalmışız ki dünyanın meşakkatine, ölümün bize gelmeyeceği hissiyatı bizleri sevimsiz ve vurdumduymaz bir hallere büründürmüş durumda…
Yüzü tebessümlü, elleri nasırlı, sohbeti insanın içini açardı, keyifli mi keyifliydi. Konuşurken mizah yaparak konuşur, ilçemizin eski şivesini iyi kullanır, insanı geçmişe götürdüğü gibi aynı zamanda düşündürürdü. İlçenin demografik, sosyal, kültürel geçmişine ve geleceğine dair enteresan ve bir o kadar doğru tespitleri vardı. Evet kişiler üzerine yazılar yazmayı pek sevmediğim gibi beceremiyorum da, fakat gel gör ki bazı hüzünler ya da ani ölümler yüreğinizde acılar bırakıyorsa, işte o zaman eliniz de olmadan yüreğinizin sesi sizi sıkmaya başlıyor. Hele ki o kişi sevdiğiniz biriyse ya da yüreğinizin köşesinde yerini almışsa işte o vakit kelimeler insanın adeta boğazına düğümleniyor istemeyerek de olsa yazmak zorunda kalıyorsunuz.
Tek tek yakınlarımızı, arkadaşlarımızı, dostlarımızı kaybediyoruz. Ölmeyecekmiş gibi yaşıyor pek ala korkunç bir dünyevileşme hırsıyla karşı karşıyayız. Bundan dolayı ölüme hiçte hazırlıklı değiliz maalesef… Dün Mikail Polat kardeşimizin ani ölüm haberi bizlere ölümün çok yakın olduğunun hissiyatını bir kez daha yaşattı. Belki de iyi insanların ölümü böyle bir şeydir. Bazı insanlar bu dünyaya garip gelir garip gider. Dün kaybettiğimiz Mikail Polat da böylesine garip, masum ve güzel insanlardan biriydi.
Bir Mikail Polat geldi geçti, ölümü hepimizi ve ilçeyi üzdü. Rabbimizin bizlere biçtiği ömür kadar yaşıyoruz, çünkü ölüm bir son değil, bilahare yeni bir hayatın başlangıcıdır. Şüphesiz ki her ölüm acıdır, Mikail kardeşimin ölümü de ani ve acı oldu.
Mikail Polat, doğru-dürüst kendi emeği ve alın teriyle çalışarak rızkını adeta taştan, topraktan çıkaran önemli bir üretici ve başarılı bir çiftçiydi. Aynı zamanda el sanatları becerisi olan bir zamanlar yaptığı ilginç ve bir o kadarda güzel el emeği sanatıyla ulusal basında yer almıştı.
Mikail Polat bu ilçenin yetiştirdiği önemli şahsiyetlerden biriydi, yaptığı her işin hakkını vererek çalışır ve sürekli kendini yenilerdi. Aynı zamanda dini değerlerine bağlı, vatanını, milletini, devletini seven ilçesi ve ülkesi için sürekli kafa yoran, zaman zaman bir araya gelip sohbet ettiğimizde çok ilginç ve orijinal görüş ve önerilerini hep bir dinginlikte dinlerdim. Mikail arkadaşımız memleket sevdalısı, ufku geniş, öngörülü ve ülkesine karşı dertli bir insan olduğu gibi gönlü geniş, samimi bir o kadarda cefakâr ve şükürdar bir dosttu. Rızkını hep zor işler yaparak kazandı. Ben onun bir güne bir gün hayatından şikayet ettiğini hiç görmedim. Hep şöyle dediğini çok duyardım; "rızkı veren Allah’tır." der hep kanaatkar ve çalışkan biriydi.
Mikail arkadaşımızın kompleksleri yoktu, sade yaşadı ve sade öldü. Güzel kardeşim! meydanda şitil satmanı, yerli mahsul zamanı Toros arabanla poşette kavununu, turşuluk salatalığını, kasada domates satmanı, birde o güzel sigara içişini ve en önemlisi ise seni özleyeceğiz.
Şair ne güzel demiş; O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler. Mikail kardeş Rabbim sana Rahmet ve Merhamet etsin. Mekanın Cennet olsun. Başta ailen olmak üzere tüm yakınlarına rabbimden sabr-ı cemil niyaz ediyorum.
Güle güle iyi İNSAN...Güle güle