Bitlis’in Tatvan ilçesinde bir araya gelen Sivil Toplum Kuruluşları yaşanan çatışmalı ortamın sona ermesi ve yapılan bombalı saldırıların sonlandırılması amacıyla ortak basın açıklaması düzenledi.
Bitlis ve ilçelerinde faaliyet gösteren 16 STK adına düzenlenen basın açıklamasını okuyan Mazlumder Bitlis Şubesi Başkanı Av. Burhan Aksoy, "Son günlerde Diyarbakır, Mardin, Van, Elazığ ve son olarak Bitlis’te, PKK tarafından bombalı saldırılar gerçekleştirilmiş, bu saldırılar sonucunda çok sayıda güvenlik görevlisi ve sivil vatandaş yaşamını yitirmiştir. Yapılan eylemleri en sert biçimde kınıyoruz" dedi.
Saldırılarda yaşamını yitirenlere Allahtan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı, yaralananlara ise acil şifalar dilediklerini ifade eden Aksoy, "Özellikle son bir yılda yaşanan bombalı saldırılar ve terör eylemleri neticesinde toplumsal gerilimin arttığı ve bu durumun siyaset kurumundaki diyaloğu yok ettiği görülmektedir. Hedef olanlara bakıldığında saldırıların hiçbir insani yönünün olmadığı ve bir vahşet biçimini aldığı görülmektedir.
Hiçbir insani talebin böylesi saldırılar ile meşrulaştırılamayacağını yüksek sesle ifade ediyoruz. Uluslararası insani hukuk başta olmak üzere bu saldırıların hiçbir hukuk sistemi içerisinde makul karşılanması mümkün değildir. Kontrolsüz bir savaşın toplumsal yıkım dışında bir kazanımının olamayacağını belirtiyoruz. PKK yöneticilerinin, geçtiğimiz günlerde basından öğrendiğimiz, "Savaş metropollerde sürecek" açıklamasının, sivil yaşamı tehdit ettiğini ve aşağıda imzası bulunan sivil toplum örgütleri olarak bu yaklaşımı kabul etmediğimizi, karşı çıktığımızı ve her şekilde karşı duracağımızı ifade ediyoruz. PKK’nın derhal bu eylemlerden vazgeçmesini, toplumsal barış ve diyalog ortamı için ateşkes ilan ederek silahlı mücadeleyi bir yöntem olmaktan çıkarmalıdır. Aksi takdirde gelişebilecek toplumsal gerilimlerden kendisi sorumlu olacaktır. Aynı şekilde sivil siyasetçilerin Kürt halkının nabzını iyi tutarak, toplumsal talepler için inisiyatif alarak ötekileştirmeyen, diyaloğu esas alan, birleştiren ve şiddeti her koşulda yok sayan bir çizgide siyaset yürütmesini bekliyoruz.
Hükümetin ise daha önce açıkladığı üzere, "buzdolabında bulundurduğunu belirttiği çözüm sürecini” tahkim ederek, siyasal tüm aktörleri, sivil toplum kuruluşlarını, kanaat önderlerini, sendikaları işin içine katarak başlatmasını arzu ediyoruz. Kürt sorununun çözümü, Uluslararası güçler ve Küresel odakların sorun üzerinden ayrıştırıcı politikalarını ortadan kaldıracaktır. Barışın tesis edilmesi, anaların gözyaşını dindirecek yegâne çıkış yolu olduğu gibi gelecek nesillere emanet edeceğimiz en değerli mirastır. Bunun yanında FETÖ ve benzeri yapıları etkisiz hale getirmenin de Kürt sorununun çözümünden geçtiğinin bilinmesini istiyoruz. Aşağıda imzası bulunan sivil toplum örgütleri ve meslek odaları olarak bugün olduğu gibi bundan sonra da şiddete karşı duracağımızı belirtiyor, sivil siyaset dışında başka bir yöntem tanımadığımızı ifade ediyoruz" şeklinde konuştu.
Okunan ortak basın açıklamasına Bitlis Barosu, Mazlum-der Bitlis Şubesi, İnsan Hakları Derneği (İHD) Bitlis Şubesi, Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) Bitlis Şubesi, Bitlis Ticaret Odası, Tatvan Eğitim Kültür Derneği (TEKDER), Tatvan Esnaf ve Sanatkarlar Odası, Tatvan İnsan-der, Özgürder, İHH Bitlis Şubesi, Girişim Kültür ve Yardımlaşma Derneği (GKY-Der), Bitlis İnsan Hakları Araştırma Derneği (İHAD), ASKON, İyilik-der, TÜGVA Bitlis Şubesi ve Koop İş Sendikası Bitlis Şubesi destek verdi.
İHA