15 Temmuz sıcak bir yaz akşamıydı. Hava puslu ve sevimsizdi, kötü bir şeylerin habercisiydi sanki! İstanbul Boğaz Köprüsü’nde ve ülkenin birçok şehrinde alışık olmadığımız cemselerin içi dolu askerler, kulakları sağır eden sevimsiz palet sesleri, barut kokuları ve dumanları ülkemizin üzerine bir karabasan gibi çökmüştü. Oysa olanlardan habersiz ve şaşkın olan insanlar ne oluyor demeden, gözü dönmüş Ebrehe’nin askerleri "evlerinize çekilin yönetime el koyduk" diyerek, namlunun ucunu göstererek tehdit ediyordu.
Televizyonlarının başında oturan milyonlarca insan yaşananları hayretle izlerken, herkesin dudaklarından şu ses dökülüyordu sanki,"Oysa her şey ne kadar da güzel gidiyordu" mırıldanarak ülkesinin durumuna hayıflanıyordu. FETÖ’nün darbeci hain askerleri Amerikan menşeli paralel saldırıyı gerçekleştirerek, ülkemizin birliğini ve dirliğini parçalamak için aylarca yürüttükleri sinsi planlarını devreye sokarak, ümmetin ve dünya mazlumlarının son kalesini yıkmaya çalışıyorlardı.
Taşın arkasına saklanmayan, milletin adamı Yiğit insan Erdoğan’ın halkı ölümüne sokaklara çağırması bir anda ülke sathında karşılık buldu. Milyonlar sokakları doldurarak, insanlar kurşunlara kafa tutarcasına kendilerini feda ederek, bu millet Çanakkale ruhunun tarihi bilinciyle ayağa kalkarak, yeni bir diriliş muştusuyla, bombalara, uçaklara, tanklara meydan okudu. Halk, darbeye bulaşmış askerlere yanlış yoldasınız yapmayın, kendi insanınıza silah sıkmayın, diyerek onlara merhamet ederek, daha fazla kanın akmasını istemiyordu. Oysa FETÖ’nün hain askerleri pervasızca sağa sola ateş ederek Milletin Meclisine, Külliye’ye ve sivil insanların üzerine acımasızca bomba atarak katlettiler.
Devletimizin göstermiş olduğu önemli başarılar ve atılımlar Orta Doğu’yu karıştırarak sömürmek isteyen küresel şer güçler, mazlum halkların sığınağı ve son kalesi olan Türkiye’nin önünü kesmek için terör örgütü FETÖ’nün ihanet çetesi, Şehit Ömer Halis Demir gibi binlerce namuslu vatan evladına ve milletin direnişine çarparak param parça oldu. 15 Temmuz ihaneti bir milletin yeniden direnişinin ve diriliş sevdasının başlangıcıydı. Milyonlarca vatan evladı, ülkesinin bölünüp parçalanmaması için bağımsızlık mücadelesi vererek al bayrağın inmemesi, ezanların susmaması için canı pahasına sokaklarda tekbirler getirerek, şehit olmak ve canını feda etmek için mücadele eden 250’ye yakın Kahraman, toprağı kanla bereketlendirirken, binlerce Gazi vatanı için kendisini feda etti.
Bu ülkenin barış ve kardeşliğini hazmedemeyen emperyalist devletler, ülkemizi terör örgütleri üzerinden korkutmaya ve yıldırmaya çalışsalar da her defasında Anadolu insanın güçlü iradesine, direnişine ve ferasetine çarparak yok olmuşlardır. Bunun son örneğini de 15 Temmuz direniş akşamı milyonlarca insanımız bir tek cam çerçeve, kırmadan, vatanı için gözünü kırpmadan canını nasıl feda ettiğini tüm dünyaya insanlık dersi vererek göstermiş oldu.
Anadolu insanı yüz yıllardır "Biz Bir Ölür Bin Diriliriz" anlayışını şiar edinmiş, Kadim bir medeniyetin geçmişine sahip bu şerefli millette bu direniş ruhu var oldukça, kan emiciler bu coğrafyada kan akıtmaya devam etseler de, Allah’ın izni ile zafer inanların olacaktır. LA TAHZEN İNNALLAHE MEANA. Üzülme, Korkma Allah Bizimle Beraberdir. (Tevbe/40)
Sevgi ile Kalın