Büyük Şeytan Amerika

Özcan BEŞKARDEŞ

Son birkaç aydır bölgemizde bir IŞİD kaosudur sürüp gidiyor. İsmini yeni duyduğumuz birkaç yıllık olan bu örgüt, bir anda bölgenin korkulu rüyası halini gelmeyi başardı.

IŞİD, birkaç bin kişilik silahlı örgütüyle, bir anda Irak’ın bir çok şehrini işgal etmesiyle dünya gündemine oturdu. Oysa aklı başında herkes, yaşanan bu olaylar karşısında bunların bir senaryodan ibaret olduğunu görebilmektedir. Büyük şeytan Amerika, kendi yazmış olduğu filmi vizyona sokarak öncelikle kafa karışıklığı ve bilgi kirliliği yaratarak, yalancılık üzerine oturttuğu işgal anlayışının son aktörü olan IŞİD üzerinden Ortadoğu'da yeni dengeler peşinde koşmaktadır.

IŞİD terör örgütü, acımasızca insanları özellikle de Müslümanları öldüren, mezhepsel katı anlayışı olan bir yapıdır. İslam düşmanları, IŞİD terör örgütünü İslami camianın temsilcisi göstererek dünyadaki bütün Müslüman camia terörize edilerek, töhmet altında tutulmaya, suçluluk kompleksi oluşturulmaya çalışılıyor.

Ortadoğu’daki dengelerin bozulmasıyla, Amerika ve onun yaveri İsrail taşeron terör örgütleriyle bölgede yeniden kaos oluşturarak, bölgeyi  dizayn etme peşindeler. Bundan dolayı IŞİD terör örgütü üzerinden bölgedeki Müslüman halklar (Türkmen, Kürt, Arap,Yezidi) katliamla yurtlarından sürgün edilerek, milyonlarca insan muhacir durumuna düşürüldü. Bu insanlık dramına ise Batı seyirci kalmaktadır. Oysa hayvan haklarından dem vuran, Batı medeniyeti dedikleri vahşi kapitalizm anlayışının, bu dram karşısında kılı bile kıpırdamamaktadır. Günlerdir operasyon yapılacak diye katliamlar ve insanlık dramı yaşanmaktadır. Oysa Amerika ve onun yandaşları Müslümanların yaşadığı insanlık dramını keyifle izlemektedirler.

IŞID terör örgütünün vahşice yaptıklarını, ABD ve İsrail şu temeller üzerine oturtmaya çalışıyorlar.

Birincisi; dünyada İslam ve Müslüman denilince eşittir terörist algısı oluşturarak, Müslümanları töhmet altında bırakmaya çalışmak.

İkincisi; sözde demokrasi götüreceğim diye üretmiş olduğu IŞiD sayesinde yeniden Ortadoğu’ya hakimiyet oluşturmaya çalışmak.

Üçüncüsü; Kuzey Irak bölgesel hükümetinin son yıllarda Türkiye ile yakınlaşması ve ekonomik antlaşmalardan dolayı Suriye’deki Kürtleri de cezalandırmak ki bu olaylarda en fazla hedef olan ve sürgün edilen de Kürtler olmuştur.

Dördüncüsü; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin her açıdan kendi ayakları üzerine durması, bölge ülkeleri ve halkları tarafından sevilmesi, etkinliğinin artması Batı devletlerinin özelliklede İsrail’in tedirginliğini azaltmaya çalışmak.

Beşincisi; çözüm sürecinin devam etmesi  ve sona doğru yaklaşılması ve sayamadığım bir çok sebepten dolayı Büyük Şeytan ABD ve yandaşları, teşkilatlandırmış oldukları IŞİD terör örgütünün miladı dolduğunda ipini çekecekleri zaman, mağdur edilmiş milyonlarca insanı kurtarıcı rolüne bürünerek, bölge yeniden dizayn edilmeye çalışılacak.

En yakın zamanda IŞİD etkisizleştirilecek fakat taşeron IŞİD terör örgütünün yaptıkları hafızalardan kolay kolay silinemeyeceği gibi Demokrasi havarisi ABD Irak’ta olduğu gibi üreteceği yeni fitnelerle yüzbinlerce insanın canına mal olacağa benziyor.

Allah ülkemizin birlik beraberliğini bozmasın. Kahin olmaya gerek yok, fakat bütün bu olumsuz gelişmelerin hedefinde devletimiz var diyebilirim. Ülkemizde ihanet içinde olanlar, kaos üretmeye çalışanlar, bu soylu milletin karşısında avuçlarını yalayacaklar.

Devletimiz köklü tarihsel kimliğiyle, Suriyeli milyonlarca insanı bağrına basarak, Ortadoğu’daki Müslüman halkların model devleti olmaya devam edecektir. Bundan sonra son sözü Türkiye söyleyecektir.

Sevgiyle Kalın...