Anadolu’da çok eskiden beri yapıla gelmiş el sanatlarından biri olan çömlekçilik, gelişen sanayi ürünlerine yenik düştü.
Anadolu insanın vazgeçilmez sanatlarından biri olan çömlekçilik, artık tarih olmaya yüz tuttu. Hammaddesi toprak olan çömlek kaplar, yumuşakken kırılmadan biçimlendirilebildiği için özellikle kırsal kesimlerde yaşayan vatandaşların hem geçim kaynağı, hem de kullanım için vazgeçilmez ev gereçlerindendi.
Eskiden yemeklerin pişirildiği, peynir ve tereyağının konularak muhafaza edildiği, hatta su ibriklerinin de yapıldığı toprak çömlekler, gelişen sanayi ürünlerine karşı direnemeyerek yok olmakla karşı karşıya kaldı.
Günümüzde artık kullanılmayan, ancak turistik eşya kategorisinde değerlendirilen çömlekçilik sanatı, birkaç yöredeki, parmakla sayılabilecek kadar az sayıda ustasıyla ayakta tutunmaya çalışıyor.
70 yıldan bu yana Bitlis’te topraktan yapılan çömlek kapları satan Celal Pürmüslü, daha sağlıklı olan ve Anadolu’da bir kültür haline gelen çömlek kapların artık eskiye nazaran rağbet görmediğinden yakınarak, bir kültür değeri olarak bu sanata sahip çıkılması gerektiğini savunuyor.
11 yaşından itibaren topraktan yapılan çömlek kapları sattığını belirten Pürmüslü, yaptığı bu meslek ile ilgili şu bilgileri aktardı: "Eskiden insanlar hep bu kapları kullanıyordu. 11 yaşından itibaren topraktan yapılan bu çömlekleri satıyorum. Özellikle kırsal kesimlerde, evlerde kullanılan yemek kapları dahi çömlektendi. Eskiden plastik ve alüminyum kaplar yoktu. Topraktan yapılan kaplar, sağlıklı olduğu için de tercih ediliyordu. Bitlis yöremizde hemen her köyde insanlar, ihtiyacı kadar çömlek yapıyordu. Fakat Mutki’ye bağlı Kavakbaşı (Tap) beldesi ile Güroymak’a bağlı Günkırı (Kotni) beldelerinde insanlar, bu çömlekleri yaparak satıyorlardı. Biz de özellikle Kavakbaşı beldesine atlarımızla gidip bu çömlekleri satın alıyorduk. Üç günlük yolculuğun ardından merkeze getirerek satıyorduk" dedi.
Çömleklerin Bitlis’te bir kültür haline geldiğini söyleyen Pürmüslü, geçmişte insanların toprak kapları kullandıkları için sağlıklı olduklarını ve geçmiş yılları özlemle aradığını belirterek, "Bu kaplarda yemek yeniliyordu, su ibrikleri olarak kullanılıyordu, ayranlar yapılıyordu. Peynirler bu kaplara konularak toprağa gömülüyordu. Yemekler pişiriliyordu bu kaplarda. Geçmişi özlemle anıyorum. O zamanlar çok güzeldi, insanlar güzeldi. Eskiden plastik ve alüminyum kaplar yoktu. Herkes bu kapları kullanıyordu. Ama şimdi eskisi gibi kimse kullanmıyor. Artık belirli bir müşteri kitlesi var. Bazen gelip benden bu kapları alıp Almanya’ya bile götürüyorlar" diye konuştu.