Dostlar Savruluyor muyuz? Yoksa Ölüyor muyuz?

Özcan BEŞKARDEŞ

Günümüz modern dünyası hepimizi öyle yada böyle, az yada çok etkisine almış durumda maalesef. Değerlerin her geçen gün azaldığı yalanın, dolanın, beğeninin, retvetin, paylaşımın, durumun önem kazandığı sanal alemli bir dünyada yaşıyoruz artık. Anın kıymetini bilmeyen kıymetsiz ve anlamsız hayatın girdabına girmiş bulunuyoruz.

Bundan böyle dünya gerçekler üzerinden değil sahte algılar ve yalanlar üzerinden yürüyecek. Biz Müslümanlar olarak sanal alemi bu güne kadar iyi kullanamadığımız gibi bilahare toplumsal manada duygusuz, hissiz ve sevgisiz bir anlamsızlığa doğru savruluyoruz artık. Bunun önü alınmaz ise toplumsal olarak gelecekte Allah muhafaza çok ama kötü sonuçlar doğacağının sinyallerini görebiliyoruz. Bu aydınlık dünyamızı karartan tamimiyle dışa dönük bir yaşamı bize dayatan sevimsiz bir çağın girdabında her geçen gün boğuluyoruz. İnsani ilişkilerimizin maalesef ki maalesef tamimiyle menfaate ve bireyselliğe dayalı bir anlamsızlığa doğru hızla akıp gitmektedir.

 Bu korkunç savrulma bizleri her geçen gün ölümsüzlük iksiri bir yaşamın kollarına atmaktadır.. Hepimizin elinde birer akıllı telefon dakika geçmeden bakmadığımızda boşluk ve huzursuzluk hissediyoruz. Uyuşturucunun bir başka boyutu olan internet bağımlılığı insanlığı esir almış durumda, sözde akıllı telefon bizleri akılsız etti sanki... Düşünce, fikir üretemez olduk, her geçen gün muhabbetlerimiz azalmakta, sevincimiz solmakta, Yaradan’la olan bağımız kopmak üzere, hayatımızı kopyala yapıştır emek hırsızlığı ve yalanı üzerine oturtarak, çok okumuş, çok bilmiş imajı yaratarak kendimize anlam katmaya çalışıyoruz.  

Küresel dünyada hızla gelişen teknolojinin boyutu hepimizi şaşkına çevirdi. Gönlümüz binlerce kilometre ötedeki mağdur insana yalandan ah vah ederken, apartmanımızdaki, yada yanı başımızda ki komşusumuzun yaşayıp yaşamadığından haberimizin bile olmamasını nereye bağlayalım hangi sosyolojik temel üzerine oturtalım.

Beğeni, retvet, durum ve çok takip edilme duygusu hayatımızı gerçeklerden uzaklaştırırken, manasız hayaller üzerine inşa edilerek, tamimiyle saçma sapan boş bir yaşamın içine düştük, bundan dolayı maddi ve manevi ilişkilerimiz her geçen gün büyük hasar almaktadır.

 Son olarak, interneti, akıllı telefonu yok edemeyeceğimize göre, Biz Müslümanlar duygusallıktan uzak aklımız ve kalbimizle hareket ederek, benim cemaatim, benim tarikatım, benim partim, benim ideolojim, demeden katı anlayışından uzaklaşarak, yani hizipleşmeden Allah'ın kelamı Kuran-ı Kerimi ve Peygamberimizin hayatını ve sünnetini  içselleştirerek, yada insanlığın geleceğini dertlenen tüm vicdan sahibi herkesin, merhamet ve kardeşlik duygusuyla bir birimize bağlanarak, çok ama çok çalışarak yeni bir dünya inşa etmek için gayret etmeliyiz. Aksi takdirde  geleceğimiz ve yeni neslimiz felakete doğru savruluyor.

Ne dersiniz Dostlar Savruluyor muyuz? yoksa Ölüyor muyuz?