Eleştiri/Yorum

Veysel KOŞAR

Paylaştığım en aşağıdaki ifade yakinen tanıdığım Ahlatlı Bitlisli olmayan facebooktan takipleştiğim bir arkadaştan gördüğüm ifade. Sanatçı seçimi ile ilgili.

Malumunuz her yıl 1071 Malazgirt Zaferi nedeni ile büyük çaplı program ve şenlikler tertip ediliyor. Bu yıl  ben de Çarho mevkisindeki  kutlama alanını gezdim. Atlı gösteriler, ok talimi, farklı illerin tanıtım standları vs, kılıç kalkanlı, pala bıyıklı yiğitleri gördüm. Bayağı da emek verilmiş. Milli şuur ve bilinç amaçlanmış.

Maâşallah Ahlat' ın dağına taşına kadar yurdumuzun her köşesinden güvenlik güçlerimiz evet biz de varız demişler. Asım başı bizleri karşıladılar. 

Şenlik konsersiz olmaz. Bu konser işlerinde ne oluyor ne bitiyorsa birşeyler ters gidiyor. 

Gerçi ters gitse Ahlat gibi 2 onbinlik şehirde dayı, amca ve teyzeler dahil binler olup konsere akmazdı ya bu da ayrı bir tezat.

Ama gitmeyenlerden de aşağıdaki alıntıladığım ifade etrafında şeyleri duydum. 1500 km öteden buna tepkili olanları da okudum.

Evet müzik bir sanat dalı, arz talep meselesi...

Ancak lgbt denen sadece Türk milletinin değil insanlığın soy kırımı olan bir sapkın yönelimin gizli değil aşikar olarak sanatçılar(!) tarafından ayyuka çıkarılması ve bunların toplum önünde arzı endam etmeleri çok düşündürücü değil mi?

952 yıl evvelki kadının kadın, erkeğin erkek olduğu ruhta ve duruşta yumuşama ve cizgisiz tamponlaşmaya mı evriliyoruz bilemedim ki!

Arkadaşlar gemiyi bir küçük delik batırır mı, batırır. Güvertede kaç kişinin olduğu önemli değil.

Ha bu arada " Namazsız abdest olur amma abdestsiz namaz olmaz."

Ne demişti paylaşım yapan kişi:

"H.... Y....r’i tebrik etmek gerek. Malazgirt ruhunu yeniden ayağa kaldırmış! Sultan Alparslan’ın 1071’de Türklere Anadolu’nun kapılarını açan o büyük destanı bir kez daha Ahlat halkına yaşatmış. Kendisi bir LGBT’ye destek paylaşımında şöyle demişti: “Aşk aşktır. Her yürüyüşümüz onur yürüyüşü.” Ahlat Belediye Başkanı haberdar değildi sanırım, yoksa Malazgirt Zaferi’nin 952. yıl dönümü kutlamaları öncesinde tüm ilçeyi bu veciz cümleyle donatırdı. Yürüyüş yürüyüştür. Neticede Alpaslan da Anadolu’ya yürümüştü. 953. yıla artık."