Mazlum halkların sahibi bulundukları ülkelerinde değişimi arzulayan, zulme baş eğmeyen, dünyadaki garip gurabanın sesi olan ve dünyaca önemli iki liderin özelliklerini kaleme almanın zorluğunu bilerek yazdım umarım beğenirsiniz.
Geçtiğimiz günlerde 74 yaşında hayatını kaybeden Müslüman Boksör Muhammed Ali’nin ölümü sevenlerini yasa boğdu. Ali’nin, bizim çocukluk yıllarımıza denk gelen müsabakalarını hayal meyal hatırlarım, doğrusu şampiyonun galibiyetleri çocuk olmama rağmen bende müthiş bir sevinç oluştururdu.
Ben o yıllarda Muhammed Ali’yi Türk boksör olarak bilirdim. Onun maçlarına o kadar ilgi duyulurdu ki Anadolu insanı şampiyonun Müslüman oluşundan dolayı Muhammed Ali’yi kendisinden biri olarak görürdü. Galibiyetleri Türkiye insanında, gazetelerin manşetlerinde o yıllarda tek kanal olan TRT’de büyük sevinçle karşılanırdı. O, Anadolu insanının Muhammed Ali Kıley’i olmuştu artık. Kazandığı her maç mazlumların, kimsesizlerin sesi olmuştu adeta.
Muhammet Ali’yi, Ali yapan ülkesine karşı olan duruşuyla, zalim ve işgalci ABD’nin Vietnam’da yaptığı savaşa dahil olmayarak o gün şu tarihi sözü söyledi "Vietnamlılar bana hiçbir kötülük yapmadılar ki onlarla savaşayım. Bu benim değil, sizin savaşınız." diyerek, tek başına zalime ve işgalci devletine baş kaldırarak, örnek bir insan ve Müslüman duruşu sergileyerek, milyonlarca mazlumun sesi olmayı başararak, ona verilen hapis ve turnuvalardan men cezalarına rağmen, o inandığı davasından vazgeçmemiştir.
Muhammet Ali’nin göstermiş olduğu bu onurlu haykırış, garibanların Şampiyona duyduğu hayranlığı kat be kat arttırdığı gibi, o gün Ali’nin nakavt ettiği ve attığı her bir yumruk çaresizleri, kimsesizleri, yetimleri ve dünya mazlumlarını heyecanlandırarak ufuklarını açmıştır. Bugün dünya Müslümanlarının ve mazlumlarının unutmayacağı Efsane Boksör Muhammet Ali örnek bir Müslüman duruşu sergileyerek tarih yazmıştır. Mekanın cennet olsun özgürlük savaşçısı ve güzel insan, seni unutmayacağız.
Erdoğan ve Muhammet Ali, bu iki önemli şahsiyetin milletlerinin geleceğini hayırlı manada nasıl değiştirdiklerini bugün daha iyi anlıyoruz. İkisi de ırkçılığa ve haksızlığa karşı durarak halkın gönlünde taht kurdular.
1960 yılında Olimpiyat şampiyonu olan Muhammet Ali, Ohio kentinde yemek yemek için girdiği bir lokantada sadece beyazlara servis yapıldığını söylenmesi ve kendisine yemek verilmemesi üzerine,Amerika’nın bu madalyayı hak etmediğini düşünür ve madalyasını Ohio Nehri’ne atarak ayrımcılığa karşı onurlu mücadelesini verir.
1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Erdoğan İstanbul’da kısa sürede yaptığı olağanüstü başarılı işlerle bir anda tüm Türkiye’nin gündemine oturarak yaptığı hizmetlerle milletin sevgisine layık olmayı başarırken, Cumhuriyet tarihi boyunca kendilerini ülkenin merkezinde gören, bizim oylarımız onların oyundan kıymetlidir diyerek milleti küçümseyen Seküler Beyaz Türkler halkın sevgisini kazanan Kasımpaşalı’yı hapse atarak önünü keseceklerini düşünenler, yanıldıklarını şimdi daha iyi anlıyorlar.
Aslında bu olaylar ne ABD’de, ne de ülkemizde, milletin seçtiği ve değer verdiği liderlere yapılan komploların ne yenisiydi, ne sonuncusu olacaktı. Millet, kendi değerleriyle barışık olan rahmetli Menderes’e, Özal’a, Erbakan’a yapılanları hiçbir zaman unutmayacak ve unutturmayacak anlayışla ülkesinin sevdalısı Erdoğan’a sahip çıkarak, onu her defasında destekleyerek, yeni Türkiye Erdoğan’ın liderliğinde önü alınamaz sıçramalarla son on dört yılda dünya devleriyle yarışır hale gelen bir ülke oldu. Bugün millet olarak bunun gururunu yaşıyoruz.
Sayın Erdoğan ve dava arkadaşları Anadolu insanın verdiği emaneti her defasında layıkıyla yerine getirerek milletin gönlünde taht kurdular. Ülkemizde 2002 yılından buyana gerçekleştirilen atlımlar bir anda dünya gündemine otururken, uluslararası yatırımcıların cazibe merkezi haline gelmesiyle birlikte, görünmez bir el Roboski’de, Gezi’de, 17-25 Aralık darbe girişimleri, 6-8 Ekim Kobani olayları ile ülkenin geleceği emperyalist güçler ve içerideki işbirlikçileri ile ülkemiz sabote edilmeye çalışıldı ise başarılı olunamadı.
Türkiye’nin önünü alçak komplolarla kesemeyenler, bu defa da 7 Haziran seçimleri öncesinde, seni başkan yaptırmayacağız, diktatör ve katil Erdoğan, iftiralarıyla üst aklın geliştirdiği itibarsızlaştırma söylemleri ile başlayan kuşatma ve bölgede çözüm sürecinin Maksist Kürt hareketi tarafından bitirilmesi ile birlikte, sivillerin içinde patlayan canlı bombalar, onlarca masum insanın kanı akıtılırken, ülkemizin çehresini değiştiren ( Osman Gazi Köprüsü, Marmaray, üçüncü Havaalanı vb.) yatırımlar, terör olaylarıyla gölgelenmeye ve karartılmaya çalışıldı.
Uluslararası devletlerde başta Rusya, ABD, Fransa gibi ülkelerin katil Esed’e ve PYD’ye açık açık destek vermeleri, ülke olarak kadim dostumuz Almanya’nın alelacele Ermeni tasarısını onaylaması, yeni dünya düzeninde, hak batıl mücadelesinde medeniyetler çatışmasının baş gösterdiğinin emareleri kendini belli ettirmeye başladı. Bu saydığım küresel emperyalist devletler büyüyen, gelişen, kendini yenileyen, kendi içinde milli birlik ve beraberliği sağlamış güçlü bir Türkiye’ye ve onun liderine örtülü savaş açmış bulunmaktadırlar.
Ey Anadolu medeniyetine savaş açmış eli kanlı zalim güçler ve işbirlikçileri, sizin bütün kirli oyun ve desiselerinize rağmen, bu şerefli millet, tarihinden aldığı ilhamla bu vatanı canı pahasına milletin değerleri uğruna kendisini feda etmiş, Sayın Erdoğan ve dava arkadaşlarına her türlü maddi manevi desteklerini vermeye devam edecek!
Siz ey İslam medeniyeti düşmanları, tarihe damga vurmuş bu devlet, üç milyon mültecinin umudu olduğu gibi, Gazze’nin, Filistin’in Mısır’ın,Türkmen Dağı’nın, Halep’in, Irak’ın Açe’nin, Doğu Türkistan’ın ve tüm İslam beldelerinin ve bütün mustazafların umudu olmaya devam edecek ve bir gün gelecek ümmetin dirilişi ile sizler akıttığınız yüz binlerce mazlumun ahında ve kanında boğulacaksınız inşallah! Bunu bilesiniz ki, bu millette bu iman ve kardeşlik bilinci olduğu müddetçe siz kaybedeceksiniz!
Selam olsun; dünya beşten büyüktür diyerek ezberleri bozan Erdoğan’a ve bu savaş benim değildir diyerek zulme ortak olmayan Muhammet Ali’ye…
Sevgi ile Kalın.