Hacı Amca'ya Dua

Adilcevaz Eski Müftüsü Iğdır Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Zeki Tan, "Bu Kubbede Hoş Sada Bırakanlar" Köşemiz için Hacı İlyas Köstekçi'yi Kaleme Aldı.

Adilcevaz13.Com / Zeki TAN - Sabahın erken saatinde ilçe müftülüğüne geldiğimde girişte minare ustasının beklediğini gördüm. Ustaya "Hayırdır inşallah" Mehmet Ustam! dedim.

Mehmet Usta:

-Hocam minareyi bitirdik. Akşam Hacı Amca’dan parayı isteyince Hacı Amca bize "sabahleyin Müftü Efendinin yanına gidin orada paranızı alın" dedi. Ben de bundan haberim olmadığını söyleyince usta da şaşırdı. Usta ile konuşurken Hacı Amca kapıda göründü. Elinde kabarık bir poşet ile beraber içeri girdi.

Hacı Amca:

- "Müftü Efendi! Usta, Bekir Efendi Camisinin minaresini bitirdi. Minare çok güzel oldu. Kaymakam (Mustafa Çiftçi) Bey de gelip gördü. O da çok beğendi. Usta benden parasını isteyince, ustaya; "Müftü Efendinin yanına git paranı al demiştim. Sen canını sıkma! İnşaallah bütün parasını ben vereceğim. Fakat parasını sen sayıp vereceksin."

Hacı Amca poşetten parayı çıkardı. Para kocaman bir tomar. Yaklaşık 14 000 TL (o günkü rakamla 14 milyar) Paralar tamamen tasarrufla biriktirilmişti. Hacı Amca değişik vesilelerle; bazen emekli maaşından bazen kira gelirlerinden bazen de evlatlarından harcarım diye alıp ama harcamayarak biriktirdiği paralar...

Paralar tarafımdan tek tek sayılır. Uzun da sürse ustaya tutanak karşılığı teslim edilir. Hacı Amca hayatının en mutlu anlarından birini yaşıyordu. Çünkü hayırlı bir işe vesile olmuştu. İnsanlar para alırken sevinir. Fakat Hacı Amca ustaya verirken seviniyordu.

Müsaade isteyip ayrılınca "Müftü Efendi aklımda bir hayırlı iş daha var onu sana sonra söyleyeceğim. Bana dua et biraz rahatsızım. Şeker ve tansiyon beni sıkıştırıyor" dedi.

Ben de:

- "Hacı Abi! Rabbim sana sıhhat, selamet ve hayırlı uzun ömür versin" diye dua ettim.

Hacı İlyas Köstekçi Amca geçen gün geçirdiği rahatsızlıktan dolayı şimdi herkesten dua bekliyor.

Hacı Amcayı hastanede telefonla aradım. Hacı Amca hastalığından çok yapmak istediği hayır işlerinin aksamasından rahatsız.

Hacı İlyas Amca sadece minare yapmadı. İşte bir başka hizmeti.

Müftü Efendiyi Çabuk Bulun!

Hafta sonu idi. Hacı Amca bana telefonla ulaşamamış. Kimi buldu ise beni aratıyor. Hacı Amcanın aradığını duyunca geldim. Gelince biraz da kızarak "Neredesin sen Müftü Efendi Merkez Camisinin suyolu tıkanmış, sular caminin kapısında birikmiş. Suyolunu açmazsak caminin içerisi su dolacak" dedi.

Ben "Hacı Amca sen canını sıkma yaparız" dediğimde biraz rahatladı.

Hacı Amca akşam namazı öncesi işçi bulup beni de işçilerin başında tutarak suyolunu açtırdı.



Merkez Camisinin su kaynağını Adilcevaz’da en iyi Hacı İlyas Köstekçi Amca bilir. Ne zaman kaynaktan su azalsa Hacı Amca gider kaynakla ilgilenir ve tamir eder.

Hacı Amca Kaybolur.

Hacı İlyas Amca’nın oğlu nefes nefese bir halde Müftülüğe gelir. "Müftü Bey! Müftü Bey! babamı gördün mü? der. Yok, ben de görmedim dedim. O da; "Hocam Babam tansiyon hastası. Sabahtan bir yere gitti gelmedi. Biz de acaba bir yer de tansiyonu yükselip düştü mü diye tereddüt ediyoruz" dedi.

Hacı Amcayı beraber sorduk fakat bir türlü bulamadık.

Akşama doğru bir de ne görelim. Hacı İlyas Amca bir taksiye binip Iğdır’dan geliyor.

O hafta içinde bir taziyede çok güzel bir çadır görmüş. Bu çadırın Iğdır’dan alındığını öğrenince o da ertesi gün soluğu Iğdır’da alır. Iğdır’da çadırın siparişini verir ve döner.

Bir hafta sonra çadır gelir. Hacı Amcanın bahçesine çadırın portatif parçaları bırakılır. Hemen "Müftü Efendi’yi çağırın" der. Ne kadar işiniz olursa olsun Hacı Amca çağırdığında gelmenizi ister.



Ben de giderim. Hacı Amca çadırın bütün detaylarını anlatır. "Burada kimin bir taziyesi, düğünü olursa bu çadırı alsın kullansın der. Tam bunları konuşurken "Müftü Efendi! Kaymakam (Mustafa Çiftçi) Beye de anlatalım. Belki ona da lazım olur" dedi. Ben de "olur Hacı Amca" deyip ayrıldım.

Hacı Amca’nın çadırından kaymakam beyin haberi olur. Kaymakam Bey çok güzel adetlerinden olduğu üzere "Müftü Bey! Hacı İlyas Amcaya bir "Şükran Belgesi" hazırlayalım der. Ben de müftülüğe geçip belgeyi hazırladım. Ertesi sabah belgeyi kaymakam beye götürüp makamda Hacı Amcaya vermeyi planladık...

Hacı Amca Sabahın Erken Saatinde Müftülüğe Gelir

Sabahleyin müftülüğe gittiğimde Hacı İlyas Amca benden önce gelmiş. Ben de fazla şaşırmamıştım. Hacı Amcanın mutlaka önemli bir işi vardır diye içimden geçirdim. İçeri geçtik. Hacı biraz düşünceli idi. Sağlığını sordum. Biraz iyiyim dedi. Sonra da: "Müftü Efendi müftülüğün karşısında bulunan alt kattaki kiracı çıktı. Bana yardımcı olursan hem taziye salonu hem de Kur’an kursu olarak kullanabilirsiniz."

Ben de; "Hacı Amca kim istemez ki, 'kör iste-miş bir göz Allah vermiş iki göz' her hafta personelle toplantıları camide yapıyoruz. Bazen sıkıntı da oluyor. Her toplantı da masalar dizilip kaldırıyor. Orası hizmete girerse masalar yerleştirilir. Sürekli kalırlar" dedim.

Bu fikir Hacı Amcanın hoşuna gider. Hacı Amca başlar tamiratı yapmaya. Boya ve badanasını yapar. Bir kısmının tamiratı da müftülük tarafından karşılanır. Salon çok güzel olur.

Açılışı da Cuma günü yapılır. Hacı İlyas Amca’ya iki güzel hizmetin hatırasına "Şükran Bel-gesi" takdim edilir. Çok da hoşuna gider.



Müftü Efendi Hocana Bir Şey Söyle!

Bir ikindi vakti camiye gittiğimde Hacı Amcanın morali bozuk. Hacı Amcayı müftülüğe davet ettim. Hacı ile beraber müftülüğe geçtik. Müftülükte Medine hurması hiç eksik olmazdı. Medine’ye uğurladığımız hacılar (Allah hepsinden razı olsun) yıllık olarak yetecek kadar hurma getirirlerdi.

Müftülük "Allah nazardan saklasın" Mevlana’nın dergâhı gibi. Gelen giden ikramsız ve Muharrem sayesinde çay içmeden gitmez. Erhan Hoca da hiç yorulmadan malzeme alıyordu.

Hacı Amca; "Müftü Efendi! camiye minber ve vaaz kürsüsü yapacağım. Fakat senin hocanla anlaşamıyoruz."

Niçin diye sordum.

Hacı Amca: "Müftü Efendi ben minberin pencerenin önüne konulmasını istiyorum. O da başka yere koymak istiyor"

Ben de; "Hacı Amca sen minber ile vaaz kürsüsün yaptır caminin istediğin yerine bırakabilirsin. Hatta yeri değil fakat caminin arka bölmesine bıraksan da olur" dedim.

Hacı Amca çok sevindi. Hacı Amca sevindiğinde yüzü parlardı. Hacı Amcanın şifresini çözmüştüm. Cami görevlisini çağırıp "Hoca Efendi! Hacı İlyas Amcanın bir talebi var. Yardımcı olalım" dedim. Yaşlı insandır. Yaşlının dediğini şimdi yerine getir. Bir müddet sonra istediğin yere minberi koyarsın. Hoca Efendi de ikna olmuştu. Hacı İlyas Amca bütün parasını temin edip minber ve vaaz kürsüsünü Van’dan getirtmişti.



Adilcevaz’da kaldığım sürede yaşlılardan çok dua aldım. Hatta bu hususta "yaşlılık psikolojisi" semineri verdiğim de görevli arkadaşlar; "Hocam, yaşlıları çok şımartıyorsunuz. Bunlarla baş edemeyiz" deseler de yaşlı cemaatin nazını çekmek gerektiği kanaatini halen taşıyorum.

Müftü Efendi Çabuk Gel

Yine bir Pazar günü Hacı Amca telefon eder. "Müftü Efendi çabuk gel köye gideceğiz" der. "Hacı Amca hayırdır" desem de söylemez. Çarşıya indiğimde Hacı Amca taksinin içinde beni bekliyordu. "Müftü Efendi köyde kavga edenler var, onları barıştırmaya gidiyoruz. Biliyorum kahvaltı yapmadın. O da bana aittir" der. Hacı İlyas Amca ile köye gidip kavga edenleri barıştırıp Adilcevaz’a geri geldik. Hacı Amca yaşlı hali ile taksiden inerken Fenerbahçe’yi mağlup eden Fatih Terim gibi sevinmişti.



Müftü Efendi Yeni Minareyi de Yazsana

Geçen yıl Bediüzzaman’ın talebelerinden Adilcevaz’lı Bekir Bey’i anlatmak üzere gittiğim Ahlat’taki sempozyum sonrası Hacı İlyas Amcaya uğradım. Bana dua etti. Sonra da "Müftü Efendi! Nur Muhammed Camisine minare yaptırdım onu da yazsana" demişti. Hacı Amca’nın bunları yaparken siyasi bir rant isteği yoktu. Bir tek isteği vardı. O da insanlar dua etsin. İnsanlardan dua istemek gibi güzel bir istek olamaz. Hz. İbrahim "Gelecek nesiller içinde iyi nam bırakmayı hayırla anılmayı nasip eyle bana" (Şuara, 26/84) derken bize hayırla anılmanın yolunu öğretiyor. Hizmet ve himmet ehli olanları anılması ve anlatılması bir görev olsa gerektir.

Hacı İlyas Köstekçi Amcanın şimdi her zamankinden daha çok dua ile anılmaya ihtiyacı var. Çünkü hastaneden yeni çıktı ve evinde istirahat ediyor. Eski Adilcevaz kaymakamı Mustafa Çiftçi Bey’e Hacı İlyas Amcanın rahatsızlığını anlattığımda kendisini unutmadığını hem dua edeceğini hem de arayıp geçmiş olsun dileklerini ileteceğini söyledi.

Her beldenin olmazsa olmazlarından birisi de kendisini topluma adayan kimselerin varlığıdır. Bunlara vakıf insan denir. Adilcevaz için Hacı İlyas Köstekçi Amca bir şanstır. Rabbim yaptığı ve yapmak istediği hayırlı hizmetler için Hacı İlyas Amca’ya sıhhat ve selamet versin. Amin.

Yrd. Doç. Dr. Zeki Tan

GÜNDEM Haberleri

Akıncı İHA, Van Gölü Üzerinde Ay-Yıldız Çizdi