Hasadın Zayi Olmasın G 2020

Meltem ÖZÇELİK

Kaybolan birçok şey, hayata kazandırılmaya çalışılıyor.

İnsanlar,

Şehirler…

Falanca kişi hayata küsmüş, onu hayata kazandırmalıyız deniliyor. Ne terapiler, nice seanslar…

Falanca şehir, batık kent olarak anılıyor. Orayı canlandırmalıyız, kalkındırmalıyız deniliyor.

Sıralanan turistik faaliyetler, peşin sıra yapılandırmalar…

Peki ya kaybolan değerler,

Onları nasıl şaha kaldıracağız?

Oysa ki gelenek göreneklerimizde rahvan atlar gibi olacağız.

Sarmaşık olup özümüze daimi sarılacağız.

Varsa sol yanınızda yeşeren güzellikler,

Onlara sımsıkı sarılıp özümüze dönmezsek şayet.

Kader mahkûm:

O insanlarda içten içe yitecek,

O kentte batıp gidecek.

Cesare Pavese terapileri ve zor hayatları tek cümleyle özetlemiş: “Kendi kendini kurtarmayanı hiç kimse kurtaramaz.”

Bir büyüğümle konuşurken “senin de kabuğun çatlamış, kabuğundan çıkmana az kalmış da, biraz daha çatırdamasını bekliyorsun sanki” demişti. Yeni yetme çocuk sevinciyle

Umudu dizlerime vermişti. Şimdi sallıyorum büyüsün diye.

Özümüzü kaybetmedikçe,

Eskilere bağlılığımız yitip gitmedikçe :

İnanıyorum ki umut tükenmeye meyil etmez, köklerimiz sağlam kalır.

Zorlukları gördüğümüzde “Allah’ım sen sabır ver ne yapmalı” denilir ya hani. Bir gün bir anne; bebeği diş çıkaracak diye çıldıran insanları gördükçe kendi bebeği için “Yahu ben ne yapabilirim ki, söküp kendim çıkaracak halim yok ya. Öyle ya da böyle bu süreç çekilecek. Allah’ın izniyle er ya da geç kendiliğinden çıkacak. Vay efendim benim çocuğum niye geç diş çıkarıyor demenin manası var mı?” demişti. Düşününce ne kadar basit bir olay değil mi? Ne kadar yavan bir bakış açısı gibi. Hâlbuki değil. O anne  teslimiyet ile hayatını bütünleştirdiği için çocuğunun herkesten erken dişlerinin çıktığını görünce diğer hanım arkadaşların telaşından sabahlara kadar uykusuz kaldığına mı yanarsın yoksa evhamdan çocuğu da istemsizce daralttığına mı !!!

Basit görünen bir yaklaşım çok sağlam bir bakış açısını yansıtırken, derin teslimiyeti de hayatıma davet etti.

İşte 2020 geldi de gidiyor iken sana gösterebildiği genel geçer bir kaç niteliği. Niceliklerine bakma.

Mesela cümleten:

Yeni tanıştığımız duyguları,

Aklımızın almadığı nice acıları,

Ve yaşanılan çaresizlikleri toplasak

2020 tane olgu ile baş başa kalırız.

Dilerim ki, sabrın sükûtuna sığınabildiğimiz anların,

Hasadı zayi olmasın.

Hayaller de 2020 ye girerken,

Temennilerde mutlu olacağıma. 

Bak sen şu serencama.

Ömrümüzün G 2020’si (Gelgitli 2020’si)  muhtemelen birçoğumuz için kaygılı geçti.

Karantinalı günler çok zor bir süreçti.

Belki de içim şişti yeter, diyeceğiniz kadar beter!

Lakin biliyoruz ki çekilenlere mükâfat olarak açılan kapılar daimi şükür bekler.

Aciz gönlüm hepimize hayırlı bir yıl dilerken;

Allah, hayırlı ise istediğiniz tüm güzellikleri bu körpecik yeni yılda başucunuza kondursun.