Hasedin Plaketi

Meltem ÖZÇELİK

Kimse boş değil.  
Yenilere Kırklara karışan duygularımız  
Dipsiz kuyu olsada, 
Kimse boş değil. 
Muhteviyat o kadar önemli ki. 
Gördüklerimizden her daim emin yaşar olduk. 
Bakmakla görmek arasındaki ince çizgiyi kimselere anlatamazsınız. Oda nasip meselesidir. 
Lakin farkındalığı yüksek olan canın ışığını,  
Ancak kuyuda iseniz algılayabilirsiniz. 
Şu zor zamanlarımız da  
Bunu bir hayli anlama fırsatımız oldu aslında. 
Yalnız sosyal medya bataklığında bu çok namüsait mahiyette tezahür edilmeyebilir.  
Oysaki hatırlamalısınız gençliğe böyle seslenildi. 
Caaan’ım Ülke’m 
Çok okumanın,  
Diploma sayısının çoğalmasının  
Erdem olduğunu sanan can’larla yoğurulmuyor.  
Gitgide bataklığa dönüşüyor.  
Öyle ki, falanca makama erişmek için,  
Filanca kariyere ulaşmak için uğraşan can’ların insanlığını sorgulattığı birçok yerde 
kusura bakılmasın da eğitim bile gözümde hiç oluyor. 
Kariyer sahibi olup insanlıktan nasibini almamış can. 
Sana iki çift lafım olurdu. 
Lakin diploma çatısının  
at gözlüğünden görmen imkansız.  
Diploma bir insanın en kadim çatısıdır.  
Evini başına yıkmakta, 
Evine misafir almakta  
Tıpkı aldığı eğitimi hayatına geçirmesiyle  
mümkün olduğu gibi, 
ulaşacağı mertebe de tam olarak orada vuku bulur. 
Üniversiteler buna yeterli değil. Görülüyor.  
Hayat okulundan bahsediyorum. 
Anlaşılır diye tahmin ediyorum.  
Gıpta etmek nimetin sahibine götürür imiş.  
Bizde nerde gıpta etmek, 
Hasedin plaketini kaldırmaya fena alıştık.  
Ruhumun en mağrur yanı nedir ne değildir  
Bilmem ama, ayn-Ür rıza ile bakınca teslimiyet dolu yanlarıma teslimim. Mahviyet şuursuz gezinen cüssemin en nadide kaftanı olsun diye uğraşırken. 
“Fazla tevazu kendi hakkına girmektir” sözünü  
Hep mahfilimin lügatina tokat gibi attılar . 
Tek bir mefkureye adamalı idrak aynamızı. 
Oda Rahman olanın rızası.