Bugün deneme, sohbet, makale ile duygu ve düşüncelerimizi paylaşırken önceden Ozanlar bunu hece düzeni ile şiir halinde dile getiriyorlardı. Hem kulağa, hem gönle hem de zihne hitap ediyorlardı. Yazılı anlatım, kitap vs yok sonradan da zor olduğu için ezber suretiyle hafızalara kaydediliyor ve nesilden nesile bu şekilde yayılıyordu.
Şimdi sözü 17.yüzyılda Çukurova Toroslarda yaşamış Karacaoğlan a bırakalım bakalım ne demiş.
Dinle sana bir nasihat edeyim
Hatırdan, gönülden geçici olma
Yiğidin başına bir iş gelince
Anı yad ellere açıcı olma
Mecliste ârif ol kelâmı dinle
El iki söylerse, sen birin söyle
Elinden geldikçe sen iyilik eyle
Hatıra dokunup yıkıcı olma
Dokunur hatıra kendisin bilmez
Asilzadelerden hiç kemlik gelmez
Sen iyilik et de o zayi olmaz
Darılıp da başa kakıcı olma
El âriftir, yokla kendi kendini
Dağıtırlar tuzağını, fendini
Alçaklarda otur, gözet kendini
Kâti yükseklerden uçucu olma
Muradım nasihat bunda söylemek
Size lâyık olan onu dinlemek
Sev seni seveni, zayi etme emek
Sevenin sözünden geçici olma
Karacaoğlan
*Karacaoğlan'ın bu şiirini görüp, okumama vesile olan Ozan Ahmet Poyrazoğlu'na teşekkür ederim.