Olmadı Be Kardeşim

Özcan BEŞKARDEŞ
Hayatımızın fanilik üzerine kurulu olduğu bir dünyada yaşıyoruz, hatta ermiş takva sahibi insanlar bu fani dünyayı bir sürgün olarak görürler, bu dünyadaki belalara ve musibetlere en üst olgunlukla anlayış göstererek hakkı ve sabrı tavsiye ederler. Bundan dolayıdır ki yaşam biçimlerini tek dünyalık (bu dünyada ne yaparsak kardır anlayışı üzerine) değil, iki dünyalık anlayışıyla yaşamak için çaba sarf ederek haramdan ve günahtan uzak durmaya çalışarak yaşamlarını çile üzerine değil sevgi, kardeşlik, muhabbet üzerine inşa ederler.

Geçenlerde uzun bir süre sevdiğim değer verdiğim bir dostumla karşılaştığımda hayatımızda sevdiklerimizi dostlarımızı ihmal etmenin sancısı içime bir kor ateşi gibi düştü. Çok sevdiğim bu dostumu yeniden görmenin mutluluğunu yaşarken sevincim de, heyecanım da hüzne ve acıya dönüştü. Benden büyük olan bu kardeşim ağır başlı, dürüst, vatanına milletine İslami hassasiyetle bakan, şiddete karşı olan, keyifli, hoş sohbetli bu arkadaşımın, bir zamanlar yüzündeki o masumiyetinden dolayı ona saygıyla ve içtenlikle yaklaşılmasına vesile olurdu.

Ah be sevgili dostum, ne oldu sana böyle! senin o temiz, masum çehren nerde, bize örnek olan o ağırbaşlı ve anlamlı duruşuna ne oldu, nerde senin o samimi içten halin? Biliyorum kardeşim bizim gibi vefasız dostlarınız olursa, sizler de muhabbeti, düşünceyi doğru diye topladığınız zehirlenmiş ideolojilerin  kucağına düşmesi seni mahvetmiş be kardeşim. Bir zamanlar şikayetçi ve rahatsız olduğun menzilini şaşırmış, yolunu kaybetmiş insanların nasıl oldu da öncüsü olma rolüne girdin.

Sevgili dostum keşke seni tanımasaydım, sana ne kadar saygı duyduğumu ve sevdiğimi biliyorsun. Sana  zehirlenmişsin ve yüzünün masumiyeti kaybolmuş dediğimde ne kadar acı çektiğimi Allah biliyor. Olmadı be kardeşim, doğru bildiğin yolun yanlış olduğu gibi Müslüman insanları düşman olarak görmenin vebali çok ağırdır. Menzilin sevgiliyi düşman ve inkar ederken, şeytanın yolunu süslü gösterdiğini bilesin. Kardeşim; senin gibi mert, dürüst, vefakar birinin mahallesini şaşırmış olmasına çok üzüldüm. Ben inanıyorum ki tez zamanda asıl olan mahallene geri dönerek asıl davan olan hak ve hakikatin yolunda seni görmekten sevinç duyacağımı ve seni hala bir kardeş olarak sevdiğimi bilmeni istiyorum.

Hayatımızın her anını yaradana ve sevgiliye yakın olmaya çalışarak yaşamak zor ve meşakkatli ama değerli, anlamlı bir o kadar da temiz ve paktır. Sarsılmadan yürümek, davayı dert edinerek, aşkın yolunu bulmak için ayette dediği gibi "teşekkür beklemeden" sevinçle yardım edebilme olgunluğu gösterebilme takvasına sahip olabilmek merhametini taşımak acaba hangimize nasip oluyor.

Hani şair diyor ya "Hüzünlerimiz yaşamak istediğimizi yaşayamadıklarımızdandır." Evet davamızın sancısını çekmek ve sancılar içinde iyi bir kul olamamanın hüznünün olgunluğunu yüreğimizde taşıyarak bütün olumsuzluklara rağmen merhametlerimizle, dostluklarımızı devam ettirmeliyiz. Rabbim bizleri dosdoğru yola ve kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ulaşanlardan eylesin.
 
"Hayat, İnanan ve Salih amel işleyenler dışında, hiç kimsenin kazanamadığı oyundur." Vefatının sene-yi devriyesinde Bilge Kral Aliye İzzetbegoviç’i Rahmetle anıyoruz.