Ölüm Gelince

Cemal KOCABAŞ

İnsan ne yaparsa kendine yapar
Herkes kendi cürmü kadar yer yakar
Taşkın sel gibidir bendini yıkar
Ne zaman durulur ölüm gelince

insan dağ gibidir çıksan inilmez
Anlımıza yazılan yazı silinmez
Ne kadar iyilik yapsan bilinmez
Hesabı sorulur ölüm gelince

Çalışır kazanır bol bol yer içer
Her gün bir caminin önünden geçer
Herkes kaderini kendisi seçer
Ne zaman uyanır ölüm gelince

Her insanın malı kendine özel
Halbuki paylaşmak ne kadar güzel
Bir gün gönül bağın dökecek gazel
Rüzgarda savrulur ölüm gelince

Dört elle sarılır dünya benim der
Bilse hepsi yiyip içtiği kadar
Bir sevap yapmışsa onunla gider
Kul hakkı sorulur ölüm gelince

Oğlum var kızım var diye güvenir
Sırtında dağ varmış gibi dayanır
Başını yastığa koyduğunda uyanır
Eyvah söyler amma ölüm gelince

Ölür ölmez hanım birini bulur
Mutlu olurum der bellimi olur
Bu dünya insana bakimi kalır
Kıyametin kopar ölüm gelince

Eyer varsa kul hakkını öde git
Hakkın yolu birdir onu sıkı tut
Bu kinmiş nefretmiş hepsini unut
Hoş görüyle yaşa ölüm gelince

Karun kadar malın olsa farketmez
Kefenden başkası seninle gitmez
Pişmanlık duymaya bir ömür yetmez
Geriye dönüş yok ölüm gelince

Hikmetinden sual sorulmaz Rabbim
Cennetinde komşum olsun Habibim
Gönlüm sensiz hasta sensin tabibim
Bize yardım eyle ölüm gelince

Cemalim ne eksen onu biçersin
Sıratı müstakimden nasıl geçersin
Mutlak ecel şerbetinden içersin
Kaçacak zaman yok ölüm gelince