Adamın biri, deniz kenarında bir kayanın üzerine oturmuş ve dalgaları sayıyormuş. Oradan geçmekte olan birinin dikkatini çekmiş bu durum ve kayalıktaki adamın yanına giderek sormuş.
Merhaba
Sizin denize bakar haliniz dikkatimi çekti, ne yapıyorsunuz burada?
Kayalıktaki adam, düşünceli bir tavır ve anlamlı bir bakışla cevap vermiş :
Dalgaları sayıyorum.
Soruyu soran adam, aldığı cevabı anlamışcasına nedenini sormadan devamla şu soruyu sormuş!
Peki şimdiye dek kaç dalga saydınız?
Cevap çok manidar ve düşündürücüdür!
GELEN GEÇTİ, İŞTE ŞU GELEN 1
Ömür denilen denizin içinde kulaç atmayı öğrenen bizlere, sözün özü şu ki gelen her dalgayı saymanın yaşanmışlıklara hiçbir katkısı yoktur. Gelen her dalga ile dersleri çıkarıp teslimiyet okyanusuna dalabilirsek şayet. Enfes bir, EK KÜR uygularız ömrümüze.
Yüzmeyi bilmeyen ben, derslere başlamadan önce nadide bir kür uygulamaya başladım.
Bu kür ile Rahman olanın bakıp görmeyi nasip ettiği nice olgunun karşısında tef çalmaya başladı duygularım. Gelen emsalsiz duygulara ek olarak deryaya dalmayı kendime borç bildim.
Mahfilimde idraki nasip olan her güzellik, sol yanımdakine emsalsiz bir kür olmaya başladı.
İşte bu yüreğime TEF çaldıran,
Deryaya dalmama EK olan,
Sol yanımdakine KÜR mucizesi yaşatan ibadet ile tanıştım.
TEFEKKÜR.
Peygamber efendimiz
"TEFEKKÜR GİBİ İBADET YOKTUR" buyurmuştur.
(Beyhaki, Şuab IV,157 )
Matematiğini çözmek adına denklemlerine ayıra ayıra başladım dalgaların bilinmezliğini çözmeye..
Varsın sonucunu bilemeyelim.
Müthiş bir ibadet olduğu, dinimiz de yerini etmiş zaten mirim.
Belki daha önceki diğer kelamlarımızda denk düşmüşsünüzdür.
Hep diyorduk ya :
BAKMAKLA GÖRMEK ARASINDA İNCE BİR ÇİZGİ VAR Kİ,
HEPİMİZ ORALARDA KOL GEZELİM inşaALLAH.
Çünkü tam da orası TEF-EK-KÜR deryası.
Malayaniyi terk etmek, ömrümde en güzel tefekkür kapılarını açtı.
Lüzumsuz ilgiler çöplüğü, insan ömrüne öyle bir koku yayıyor ki.
Tefekkür etmek nasip oldukça misk-i ambere bulanan nadide günler kucakladı.
Hani kendin tatbik etmiyor isen, söz pek tesir etmezmiş ya.
Efendim Rahman’ın nasip ettiği ölçüde tatbik edildi.
İnanın tef çaldıran ek bir kür oldu ömrüme.
Beynimin iki lobunda milyarlarca hücre nasıl bir kudreti ilahi ise,
böyle bir ibadeti hayat felsefesi ilan etti.
Ebu’d- Derda radıyallahu anh:
"Bir saat tefekkür; kırk gece nafile ibadetten üstündür" buyurmuş.
(Deylemi, II,70-71,no:2397,2400)