Geçtiğimiz ay ülkemizde yapılan kutlu doğum programlarında her zamanki gibi gönüllerimiz Resulullah'ın sevgiyle dolup taşarken, programların Peygamberimize daha çok bağlanmamıza, anlamamıza, anmamıza sebep olmaktadır.
Ülkemizde ki son yıllardaki demokratikleşmedeki gelişmeler, düşünce özgürlüğünün önü açılırken, bu arada inançlı insanlarında manevi değerlerini yaşama fırsatı bularak kendilerini daha özgürce ifade edebilme rahatlığını muhabbetini ve sevincini yaşamanın mutluluğuna erişmektedirler.
Ülkemizde "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" anlayışının hakim olmasıyla birlikte toplumun barış ve kardeşlik içinde tahammül içerisinde geçinebilme özgürlüğünün tadı yaşanmaktadır.
Kutlu doğum etkinliklerinin ülkemizdeki en görkemlisi olanında yüz binleri bir araya getiren Peygamber Sevdalılarının Diyarbakır’da ki Kutlu Doğum Programında halkımız milyonlarca salavat ve tekbir getirdi.
Geçmiş yıllarda acıların ve göz yaşının dinmediği Diyarbakır, geçtiğimiz günlerde Peygamber Sevdalılarının organizasyonuyla yüz binlerin Nevroz Meydanında Ümmetin Muhammedi (sav) sevda için bir araya gelerek, Peygambere olan sevginin, salavatların, tevhit bayraklarının dalgalandığı, İslam Ümmetinin kardeşliğinin perçinleştiği, Kuran-ı azumü şanın, ilahilerin, naatların, mevlitlerin, tekbirlerin-salavatların göğe yankılandığı, sadece Diyarbakır sokaklarında değil tüm Türkiye’de samimi yüreklerde sevinç ve mutluluğun karşılık bulduğu, Kutlu Doğum gönüllere umut vermektedir.
Ülkemizdeki seküler medyanın hatta bazı muhafazakar basının görmek istemediği yüz binlerin salavatları bunların, gönüllerine saldığı endişenin, korkusunu anlamakta güçlük çekiyorum.
Yıllarca düşünce özgürlüğünden dem vuran seküler basın, yıllarca gereksiz yayınlar yaparak milletin değerlerine ters düşerken, ülkemizdeki yüz binlerin bir araya geldiği Kutlu Doğum Programını görmemezlikten gelmeleri İslam dan ve Müslümanlardan duyulan rahatsızlığın göstergesi olsa gerek. Bu anlayış bölge insanının dinden yana tavır almaları belli ki bunları rahatsız etmişe benziyor.
Oysa bu coğrafyanın kökleri İslam hamuruyla yoğrulmuş Müslüman millettir. Sizin sakat ve anlamsız düşüncelerinizin Müslüman topluluğu zehirlemek için batıdan transfer ettiğiniz, sapkın anlayışlardır. Biz sizlere saygı ve sevgi duydukça, sizler bizim düşüncelerimizden, inancımızdan hep nefret ettiniz. Kusura bakmayın salavat getiren yüz binlere, dindar liderlere tahammülünüz olmasa da bu ülkenin gerçek sahipleri Anadolu’nun dindar ve Müslüman ruhudur. Bu ülke ancak samimi dürüst vicdanlı insanların ve anlayışların sayesinde büyüyecek, bunu da son on iki yılda ülkemizin kalkınmasında görüyoruz, bu algı anlayışı eksiklere rağmen daha da büyüyecek, seçilmeye ve yönetmeye devam edecek inşallah…
Selam olsun, ülkemiz genelinde Kutlu doğuma emeği geçen Diyanet İşleri Başkanlığına, ve yüz binleri bir araya getiren Peygamber Sevdalılarına.
Selam olsun, Kardeşlik ruhuyla ülkemizin büyümesine birlik ve beraberliğine katkı sunan tüm yiğitlere, Selam olsun yeryüzündeki bütün Ümmetti Muhammed’e…
Sevgiyle Kalın.