Dünyada ve Ortadoğu’da huzurun, ekonomik büyümenin, istikrarın timsali ülkemizde huzur bozucu, karanlık bir el yeniden devreye girerek İstanbul Adliyesi’nde Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ı alçakça şehit etti.
Terörün eylem şekline baktığımız zaman verilen mesajda; istediğimiz zaman, istediğimiz kişiyi öldürürüz imajı vererek, ülkede korku, panik yaratmaya çalışarak, devlet savcısını koruyamadı anlayışı geliştirerek hükümete güvensizlik izlenimi vermeye çalışmaları tesadüfü değildir.
Ülkeyi istikrarsızlaştırma faaliyetleri Gezi olaylarıyla başladı, 17-25 Aralık darbe girişimleri, 6-7 Ekim Kobani bahanesiyle yapılan isyan provası ülkemizi Suriyeleştirme girişimleriydi. Hamdolsun bu olayların hiçbiri millette karşılık bulmazken ülkemizin istikrarı, insanımızın feraseti, ön görüsü, birlik ve beraberliği daha da güçlenerek perçinleşti.
Türkiye uzun yıllar elli bin insanın ölümüne sebep olan, binlerce köylerin boşaltıldığı, milyonlarca insanın yerlerinden yurtlarından edilerek muhacir hale getirildiği, devletimizin milyarlarca dolar zarara uğratıldığı, ülkemizin en büyük sorunu haline gelen terörün silahsızlanma ve çözüm süreci ülkemizdeki huzur ve sükunet sağlamışken, bu durum iç ve dış şer güçlerini rahatsız etmeye başlamış ki, ülkemizdeki ihanet şebekeleri Savcı Kirazı hunharca şehit ettiler.
İslam coğrafyasını kan gölüne çeviren dışardaki ve içerideki sömürgeci güçler yeniden sahneye inerek mütedeyyin bir Savcıyı, Berkin Elvan soruşturması olayı bahane edilerek, teröristler tarafından şehit edilmesi ülkeyi yasa boğdu.
Şehit Savcımızın yaşam tarzına baktığımız zaman özellikle hedef haline getirildiği besbelli. Şehit babasının vakarlı açıklamaları "Bu bir ilahi kaderdir, kimse ecelden kaçamaz, Rabbim böyle takdir buyurdu, fakat içim yanıyor" diyerek kamplaşmadan ziyade duyarlı Müslüman bir şahsiyet duruşu ve olgunluğu sergileyerek herkesin ders alması gereken sağ duyulu açıklamalardı.
Ülkemizdeki bazı ulusal basına gelince, bu olay karşısında utanmasalar zil takıp oynamadıkları kaldı. Olayın aynı gün malum medya kuruluşlarının internet haber sitelerinde, ikinci gün gazete manşetlerinde, teröristler tarafından rehin alınan Savcının kafasına dayatılmış silahlı fotoğraf kareleri, adeta teröre destek verircesine o iğrenç algı yönetimi yapılarak devletimiz aciz gösterilerek, zaafiyete uğratılmaya çalışılması ihanetin ta kendisidir.
Geçtiğimiz aylarda İŞİD terörünün yapmış olduğu rehine kesme olaylarını ülkemizdeki bazı ulusal basında görüntüleri yayınlanırken, bütün Müslüman dindarlar böyledir imajı vererek algı yönetimi yapmaya çalışılması, iki yüzlülüğünüzün göstergesidir. Oysa Savcımızı rehin alarak şehit eden teröristlere de eylemci diyerek, alçakça saldırıyı masum gösterme çabalarınız ve ihanetiniz, bu millet tarafından hiçbir zaman unutulmayacak. Gerçi sizin tarihi siciliniz ihanetlerle doludur, son yıllarda da sureti haktan görünen iki yüzlüleri de arkanıza alarak kendi menfaatlerinize ve dışardaki ağa babalarınızla birlikte bu millete hüküm edememenin sancısıyla ihanet edin bakalım. Unutmayın ki bu ülkenin bekası için, Şehit Savcının kanının bereketi binlerce cesaretli, onurlu, inançlı, adaletli Savcı Mehmet Selim Kiraz’lar doğuracak inşallah. Şahadetin Kutlu Olsun Savcım. Bu millet seni unutmayacak.
Bu olayı dinle bağlantılı bir örgüt yapmış olsaydı, ülkeye şeriat geliyor diye manşetlerinizde, iğrenç iftiralarla ülkeyi kaosa götürerek, bütün dindar insanları terörist ilan ederek, darbe çağrıları yapacaktınız, çünkü biz bu filmi yıllar önce 28 Şubat’ta izlemiştik.
Yazıklar olsun sizin insanlığınıza, kahrolsun sizin katı yürekli ideolojileriniz, lanet olsun sizin Müslüman Anadolu insanına duyduğunuz öfkeye ve nefrete, yazıklar olsun sizin o sevimsiz anarşist ruh halinize…
Sevgiyle kalın...