Saz, kamış, buğday sapı gibi esnek dal veya liflerden yiyecek veya eşya taşımak için örülerek yapılan kulplu kaplara sepet, bunları yapanlara da sepetçi denir.
Sepet genellikle sorgun ağacı (sepetçi söğüdü), saz, kamış, kestane ağacı, ince ve esnek Hint hurması vb. bitkilerin dallarının yarılıp örülmesi yoluyla yiyecek veya eşya taşımak için üretilen, kulplu ya da kulpsuz taşıma veya saklama kabıdır. Bu sayılanların yanı sıra saman sapı, fındık ağacı dalı ve böğürtlen dalı da sepetçilikte kullanılan diğer bitki çeşitleridir.
Sepetçiliğin çok eskilere dayanan bir meslek olduğunu söylemek oldukça kolaydır. Gerçekten de ambalaj ve paket sanayinin gelişmediği, sanayi devrimi öncesi dönemlerde sepetler balıkçılıkta, tarlada, bağda, bahçede, çiçekçilikte, zeytincilikte, meyve ve sebzelerin taşınmasında ve daha akla gelmeyen pek çok alanda önemli yer işgal ederlerdi. Ülkemizde ise sepetçilik daha çok Kastamonu, Konya, Trabzon, Rize ve Edirne illerimizde yaygın olarak icra edilen bir iş koluydu ve mesleği icra ustaların önemli bir geçim kaynağıydı.
Kullanım alanına göre çeşitli boy ve şekillerde üretilen sepetler genellikle ince, uzun ve koni biçiminde olurlar. Üretildiği yöreye göre farklı isimler almalarının yanı sıra taşınması amaçlanan ürüne göre tasarımlarında bazı farklılıklar bulunabilir. Örneğin, Doğu Karadeniz bölgesinde üretilen ve çay ya da fındık taşınmasında kullanılan sepetlere “toka” adı verilir. Bu sepetler, çoğumuzun bildiği veya en azından yöreyi konu edinen bir televizyon programında gördüğü üzere bele asılarak kullanılır. Yine aynı yörede yapılan ve “garral” adı verilen sepetin ortası, yürürken kolaylık sağlaması amacıyla boğumlu olarak yapılır. Garralın alttan dolaşan ve yanlardan sağlamlaştırılan çember biçimli bir sapı vardır. Konya yöresinde üretilen, yörenin tarımsal ürün yelpazesi içinde daha çok kuru erzak ve üzüm taşınmasında kullanılana sepete ise “kölemen sepeti” denmektedir.
Sepetin, daha ağır yükler taşımaya yarayan, kaba örgülü, sağlam ve hacimli olanına ise küfe denir. Küfe sepetten daha büyük olmasının yanında şeklen yuvarlak veya dört köşe olarak üretilebilir. Bazı küfeler iki yanındaki meşin askılıklarla sırta alınır; böylelikle yükün kolay taşınması sağlanmış olur. Yükten iyice ağırlaşmış bir küfenin sırta daha az zahmetle alınmasını sağlayan üç ayaklı küfe sehpaları vardır. Küfe de sepet gibi kullanıldığı işe göre “Oduncu küfesi”, “Pazarcı küfesi”, “Kömür küfesi” vb. şeklinde adlandırılır. Bahçıvan küfesine ise ayrı bir isim verilerek “çatma” denir. Motorlu taşıtların ve daha sonra da taksilerin şehirlerde, kasabalarda yayılmalarından önce küfeciler geceleri meyhane önlerinde beklerler, evlerine gidemeyecek kadar sarhoş olanları küfelerine koyup sırtlarında evlerine götürürlerdi. Gerçekten de “küfelik olmak” deyimi kaynağını bu eski olgudan almaktadır.
Sepet üretimi ile ilgili bazı detaylar vererek devam edelim. Sepetin yapılacağı malzeme, örneğin kestane veya söğüt dalları sepetçi ustası tarafından “yarma demiri” adı verilen bir alet ile uzunlamasına yarılır. Yarma demiri, yontma demiri, yontma tahtası, testere, bıçak ve tokmak sepetçilerin ve küfecilerin kullandıkları diğer aletlerdir. Sırt tarafı yuvarlak olan dallar yontma bıçağı ile yontularak düz şeritler haline getirilir. Elde edilen yassı şeritler aralarına yontulmamış çubuklar konularak, bir alttan bir üstten geçirilerek örgü yapılır. Bu örgüyü hasır örgüsüne benzetebiliriz.
Sepet saplı olacaksa ağız çemberi eklenirken sap dalları da örgüye dahil edilir. Sepet veya küfenin dip tarafı sonradan ilave edilir. Bir bataklık bitkisi olan kamış sepet imalatında kullanıldığı zaman dilimlenerek ayrılır. Kamıştan yapılan sepetlerin örülmesi oldukça zordur, bu nedenle çok zahmetli bir üründür. Bunun yanı sıra kamışlar dilimlendiklerinde kenarları jilet gibi keskin olur. Öyle ki örgü yapan usta dikkatsiz olursa kendini ciddi biçimde yaralama riski ile karşı karşıyadır. Bu zorluklara rağmen kamış sepetlerin tercih edilme nedeni diğer sepet türlerine göre daha sağlam olmalarıdır.
Sepetçilik ve küfecilik günümüzde yok olmaya yüz tutan mesleklerdendir. Bu mesleği halen icra eden az sayıdaki usta ile birlikte mesleğin de yakın bir gelecekte hayatımızdan çekileceğini söyleyebiliriz. Şehir hayatındaki tüketim talebinin son kaynağı olan çiçek ve çeyiz sepeti gibi daralmış pazar alanları ise ucuz ithalat ile gelen ürünler tarafından yutulmaktadır. Plastik mutfak araç ve gereçleri, paket ve ambalaj sanayinin gelişerek oldukça hızlı ve ucuz mal üretmesi sepetçiliği ciddi biçimde erozyona uğratmıştır.
diyarbakirlioglu.com