Adilcevaz tarihi bir ilçe, her tarafından tarih fışkırıyor. Bu tarihi yapılara bu zamana kadar sahip çıkılmasa da ilçedeki tarihin dokusu ve kokusu o kadar bariz hissediliyor ki…
Son zamanlarda ilçemizde Van Gölü sualtı çalışmalarında önemli değerler tespit edildi. Bunlardan en önemlisi 1 Kilometrelik alana yayılan 3 bin yıllık Urartu kalesi ülkemiz ve dünya basınında büyük ses getirdi. Bunun yanı sıra Van Gölü’nde yine suyun dibinde ve karada boyları 20 metreyi bulan 6 bin 500 yıl önce oluşmuş mikrobiyalitlere rastlandı. Van Gölü’nde yapılan sualtı çalışmalarında bulunan kale ve mikrobiyalitlerin sualtı turizmine kazandırılması için ciddi projeler hazırlanmalı ve elimize geçen bu fırsat en iyi şekilde değerlendirilip ilçemiz turizmine kazandırılabilirsek turizm açısından bölgenin cazibe şehri olmamız kaçınılmazdır.
Bildiğiniz gibi sualtı dalış turizmi için büyük denizlerde gemiler batırılarak sualtı turizmine kazandırılmaktadır. Ancak ilçemizde sualtında bulunan tarihi kale ve mikrobiyalitler Allah’ın bize bahşettiği birer doğal güzelliklerdir. Bu doğal güzellikleri sualtı dalış okulları ile birleştirip ilçemiz turizmine kazandırmalıyız.
İlçemiz tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Bu nedenle ilçemiz tarihi açıdan önemli bir konumdadır. Bizlere düşen görev Kültür Bakanlığı’na ve gerekli yerlere girişimlerde bulunarak ilçemizde gizli kalmış tarihi yapıları gün yüzüne çıkartıp turizme kazandırmalıyız.
İlçemizde bulunan Kef Kalesi Urartulardan günümüze kalan en önemli yapılardan biridir. Bu alanda yapılacak olan ciddi bir çalışma neticesinde önemli bir tarihi yapı gün yüzüne çıkartılmış olacaktır.
Van Gölü’nün kıyıları bir açık hava müzesi gibidir. Bir kısmı çok bilindik, büyük bir kısmı ise hak ettikleri değeri almamış tarihi eserler gölün çevresine dizilmişlerdir. İşte Adilcevaz Kalesi bunlardan biridir. Adilcevaz ilçe merkezinin hemen batısındaki tepenin üzerine inşa edilmiştir. Tarihi Urartular dönemine kadar gider. Daha sonra bölgede ve burada hâkimiyet kuran bütün medeniyetler tarafından kullanılan kale, 1655 yılında burayı ziyaret eden Evliya Çelebi tarafından detaylı bir şekilde anlatılmıştır. Üç kapısı olan yapının o dönemde 38 kulesi vardır. Kalenin bulunduğu tepenin göl tarafında yine surla çevrili bir yerleşim alanı bulunmaktadır. Burası Aşağı Şehir olarak adlandırılır. Bu bölüme ait cami, depo ve sarnıç kalıntıları günümüze ulaşmıştır. Evliya Çelebi’nin Süleyman Han Camisi olarak bahsettiği Ulu Cami ve Zal Paşa Camisi yapılan restorasyonlar sonucunda günümüzde de hala kullanılmaktadır. Adilcevaz Kalenin aslına uygun şekilde restore edilip ilçe turizmine kazandırılması gerekmektedir.
Yine ilçemizde bulunan Mucizeler Manastırı diye adlandırılan kilisenin onarılıp turizme kazandırılması gerekmektedir. Bilindiği gibi Van’da bulunan Akdamar Adasının restore edilmesinin ardından buraya ciddi anlamda bir turist akışı sağlanmış oldu. Bu nedenle ilçemizde bulunan bu kilisenin de restore edilerek kültür ve inanç turizmine kazandırılması sağlanmalıdır. Kilisenin mevcut bakımsız hali göz önüne alındığında bu çalışmaların başında uzman kişilerden oluşacak bir kadronun kilisenin restorasyonuna yönelik bir proje geliştirmesi gerekmektedir. Yapılacak restorasyon projesiyle birlikte Mucizeler Manastırı olarak bilinen kilise, özellikle yabancı turistlerin en uğrak yeri olacak ve bu durum ilçemiz ekonomisine önemli katkılar sağlayacaktır.
İlçemizin Yolçatı (Kohoz) köyünde bulunan ve 16. Yüzyılda Zal Paşa tarafından yaptırılan Kohoz Hanının da restore edilip turizme kazandırılması ilçemiz tarihi açısında önemlidir.
Süphan Dağı, Sütey Yaylası ve Van Gölü gibi doğal güzellikleri içerisinde barındıran ilçemiz, Van Gölü havzasının en güzel sahillerini içerisinde barındırmasıyla birlikte bölgenin tek su kayağı sporlarının yapıldığı tek yerdir. Cittaslow, "Sakin Şehir" hareketine üye olmaya hazırlanan bu güzel ilçemiz, sualtı, dağ, yayla ve göl turizmi ile birlikte tarih ve kültür turizmini birleştirip atağa kalkabilirse inşallah ilçemizin talihsiz kaderi değişecek ve ilçemizi ziyaret edenlerin sayısı artacak. Tarihi yapılara gereken önemi verip buraları turizme kazandırabilirsek, ilçemizin dört bir yanı buram buram tarih kokacak. Bu sayede ilçemiz göç veren değil göç alan bir ilçe haline gelecek.
www.adilcevaz13.com