Türkiye İstikrar Dedi

Özcan BEŞKARDEŞ

Bu yazımı ülkemizdeki seçimlere bir gün kala  sonuçları tahmin ederek kaleme aldım.

2015 seçim ve belirsizliğin olduğu bir yıl olarak akıllarımızdan hiç çıkmayacak gibi duruyor. Ortadoğu’daki savaş senaryoları ve bir çok Müslüman ülkedeki kaos, şiddet ve belirsizliğin oluşması, dikkatleri ülkemiz üzerine çevirdi. Ortadoğu’da barışı getireceğiz diye yola çıkan büyük şeytan ABD ve onun yaverleri kan ve gözyaşından başka bir şey getirmediler.

Huzurun, barışın, istikrarın ve İslam Ümmetinin umudu haline gelen Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bölgedeki yaşanan gelişmelere müdahil olarak güçlü bir devlet modeli oluşturarak, milyonlarca mülteciyi bağrına basarak, kanın ve gözyaşının dinmesi için yapmış olduğu girişimlerinin ardı arkası kesilmeyerek kendine yakışan büyük devlet olma anlayışının yanında garip gurabanın sığınağı haline geldi.

Ülkemizin göstermiş olduğu olumlu ve kendinden emin büyük devlete yakışır bir şekilde atmış olduğu adımlar, sömürgeci güçleri rahatsız etmeye başladı. Bu güçler kendi buyruğuna alamadığı ülkemizin içerideki hain işbirlikçileri ile harekete geçerek seçimleri fırsat bilerek ülkemiz üzerinde yeni senaryoları devreye sokarak karartma girişimlerinin düğmesine 7 Haziran seçimlerinden önce devreye sokuldu. Burada ülkemizin aydınlığı karartılarak algı yönetimi üzerinden fitne operasyonları başlatıldı.

Doğrusu hiçbir araya gelemez dediğimiz, Beyaz Türkler ve Beyaz Kürtler bir araya gelerek ayrıymış gibi gözüken bu yapılar aynı nakaratları söyleyerek ülkemizin istikrarına ihanet etmek için üst aklın verdiği dersleri ve söylemi hep bir ağızdan utanmadan sıkılmadan dile getirdiler. Bu iç ve dış şer odakları gemileri yakarak Ümmetin umudu, hatta mazlum hakların sığınağı olan Devletimiz hedef haline getirilerek senaryonun başında Saray üzerinden politika geliştirilerek “Diktatör, Katil, Hain Erdoğan” iftirası üzerinden alçakça senaryolarını uygulamaya koyuldular.

Son yıllarda ülkemizdeki olumlu gelişmeler sömürgeci güçlere ve onların içerideki uşaklarına batmış olmalı ki, ortalıkta pervassızca yalanlar, iftiralar kol gezerken seçimler etkilenmeye çalışıldı. Doğrusu bilgi kirliliğinin kol gezdiği ülkemizdeki yalan bilgiler kısmen toplum üzerinde etkili olarak 7 Haziran seçimlerinde hiç beklenmedik, uzun yıllardır alışık olmadığımız bir sonuç ortaya çıkararak, bu sonuçlardan en fazla memnun olduğunu belirten Terör Devleti İsrail’in olması çok manidar bir durum olsa gerek.

Son beş ayda ülke olarak olumsuz anlamda yaşadıklarımız birkaç yıla bedel oldu diyebiliriz. Meğer çakallar puslu havayı bekliyormuş, ülkemizin siyasi olarak belisizleştirilmesi çözüm sürecinin bitmesine vesile oldu. Zaten amaçta Türkiye’yi kaosa,iç savaşa sürüklemekti. İç savaş başlatmak isteyen ulusal ve uluslararası ihanet şebekeleri milletten umdukları desteği bulamayınca, halkın içinde alçakça bombalar patlatarak Suruç ve Ankara’da yüzlerce insanın ölümüne sebep oldular. Burada amaç bombaları devlet patlattı algısı üzerinden 1 Kasım’da yapılacak olan seçimleri etkileyerek, ülkemizin siyasi olarak istikrasız bir hal almasını sağlayarak,  iç savaş çıkarma girişimleriydi.

Hamdolsun  halkımız, patlayan bombaların, ölen sivil vatandaşların ve şehit olan polis ve askerlerimizin yakınlarının ve milletimizin göstermiş olduğu metanet, feraset ve sağduyulu tavırlar aslında patlatılan bombaların devletimizin bütünlüğüne yapılan saldırılar olduğunu çok geçmeden anladı.

Anadolu insanı, 1 Kasım’da yapılan seçimlerin ülkemiz adına hayati bir dönüm noktası olduğunu çok iyi kavrayarak, son beş ayda yaşananları o derin bilinciyle iyi tahlil ederek, tavrını istikrardan yana kullandı. Ülkemiz insanı huzurunu, kardeşliğini, bütünlüğünü imha ve yok etmeye çalışan küresel güçleri ve  ülkemizdeki onların uzantıları olan Paralel Yapı, Seküler Kürt Hareketi, ve malum medyanın oyununu bozarak ümmetin ve mazlum halkların geleceğine “Haydi Bismillah” diyerek kendisine yakışanı yaptı. Kadim geçmişe sahip bu asil millet, Anadolu’nun kültürel yayılmacı politikasının önünü bir kez daha açarak, 1 Kasım 2015 tarihi itibari ile büyük bir tarih yazmayı başarmıştır.

Bu seçimde kazanan ve sevinenleri Ümmetin yetim çocukları olan, Filistin, Saraybosna, Mısır, Yemen, Arakan, Çeçenistan, Uygur Türkleri, Suriye halkları ve Müslümanların son kalesi olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hira Dağı’nın çocukları olmuştur. Yolun Açık Olsun Sevgili Türkiyem.

Yaşasın, İSLAM ÜMMETİNİN VE MAZLUMLARIN AYDINLIK GELECEĞİ…