Vatan satıldı, İrtica hortladı, kominizim geldi gibi söylemler yıllardır seküler anlayışın siyasetini şekillendiren korku ve paranoyak söylemler üzerine kurulu saçma sapan anlayışlar maalesef devletimizin resmi algısını oluşturmuştu. Bu anlayış yıllarca farklı düşüncelere, inançlara, kimliklere, mezheplere tahammülü olamayan, kendisi gibi düşünmeyenlere sürü muamelesi yaparak, aptal demekten de utanmadılar.
30 yıldır ülkemizin belası olan terörü bitirme girişimlerinin kansız ve barışçıl yollarla atılan adımlarda olumlu gelişmeler yaşanmaktadır. Son zamanlarda barış atmosferinin hakim olduğu bir dönemden geçerken, yine geçmişteki kaos ve tedirginlik senaryoları tekrardan hortlatılmaya çalışılıyor. Terörün son bulması için atılan adımları olumlu bulmakla birlikte, kardeş kanının daha fazla akmaması ve anaların göz yaşının dinmesi için mutlak manada barışın olması gerektiğine inanıyorum.
Türkiye’de yaşanan değişim ve gelişmişlik son on yılda kendisini her açıdan göstermiştir. Halkımızın refah düzeyi, insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğünde ülkemiz çağ atladı. Bu şanlı milletin tarihine baktığımızda bunları fazlasıyla hak eden bir millet olduğu görülmektedir hiç şüphesiz!
Ülkemizdeki gelişmişlikle birlikte milletimizin olaylara bakışı idolojik değil de vicdani olarak kendisini gösteriyor. Çünkü bu halk değer ve kıymet bileni, kendisine sahip çıkanı baş tacı yapmasını çok iyi bilendir. Son on yılda Sayın Başbakanımız ve ekibi bu ülkeyi karış karış gezerek, nerde ne yapılabilir kaygısına kapılarak, ülkeyi adeta inşaata çevirerek, Cumhuriyet tarihinde yapılanları, son on yılda fazlasıyla gerçekleştirdiler.
Halkına aşık böyle bir liderin ve ekibinin ülkemizin önünde en büyük engel olan ve milyon doları terörle mücadeleye harcayan terörü bitirme çabalarındaki barış görüşmelerinden dolayı felaket tellaları tarafından insafsızca eleştirilmesini doğrusu yadırgıyorum. Geçmişte de biz bu kirli senaryoları çok gördük, hep bildik aynı olaylar; irtica hortladı, vatan satılıyor, iftiraları atarak olayları çıkımaza sokmak istediler. Yakın tarihimizde de şahit olduk 28 Şubat post modern darbeyle bu mazlum milletin dini ve milli değerleriyle nasıl da oynadılar. Bunlar, milli menfaatlere değil, kendi çıkar menfaatlerine hizmet edenlerdir, kanın akmasından medet umanlardır.
Türkiye, yeni Dünya düzeninde daha güçlü bir şekilde yer alabilmesi için (yeni Osmanlı ruhu) üzerinde oynanan oyunları bir bir bertaraf etmek zorundadır. Umarım, uluslararası şer güçlerin desteğini alan terörü bitirmek için yapılan girişimler hayırlısıyla barışla ve kanın durmasıyla son bulur.
Dünya kurulalı hangi savaşların, kavgaların, kan davalarının sonucu barış olmamış! Evet bütün savaşlar yıllarca sürse de sonunda barışla sonuçlanmıştır. Devletimizi Avrupa standartlarına getiren bir başbakanın bu vatanının bir çakıl taşını verecek düşüncesi suizan, akla ziyan, kıymetsiz, anlamsız ve çamur at izi kalsın! düşüncesidir.
Bin yıldır kadim İslam kültürüyle yoğrulmuş olan sımsıcak kardeşlik anlayışımızı hiç kimse bozamayacaktır. Artık dağlarımızda sevgi tomurcuklarının açmasının, silah seslerinin değil, davul ve zurnaların çalmasıyla hep beraber kardeş türküleri söyleyip, halaylar çekerek tüm dünyaya birlik ve beraberliğimizi yeniden gösterme zamanı gelmiştir.
Hayırlısıyla silahların susup kanın akmaması için ümit edip, dua etmemiz gerektiğine inanıyorum.
Sevgiyle kalın.