Yaşamın İçinden

Özcan BEŞKARDEŞ

Yaşıyoruz hayatımızı belki de farkına varmadan, yaşamın kıyısından köşesinden geçinip gidiyoruz öyle dalmışız ki! saniyeler, dakikalar, saatler, günler, aylar, yıllar ne de çabuk geçiyor değil mi göz açıp kapayınca, deriz ya  öyle işte! Nasıl da umarsızca yaşıyoruz,önceliklerimiz ne kadar da değişti, ne kadar bencilleştik, ilgisizleştik ve birbirimize öyle alakasız olduk ki  çağın hastalığına tutulduk farkına varmadan.

Bizler hayatın keyfine varalım derken bu sefer hayat bizimle dalga geçmeye başladı ve hep yaşantımızdan şikayet eder olduk ( işimizden, evimizden, arabamızdan,az paradan,sıcaktan,soğuktan,vb). Gelecekle ilgili toz pembe hayaller hayatımızın bir parçası haline geldi  ve geçmişe özlem duymaya başladık; ama en önemlisi anımızı yaşamayı unuttuk. Maalesef artık idealist de olamıyoruz  dünya ile ilgili kaygılar içinde, kimimiz kalabalıklar tarafından alkışlanmak, kimimiz insanların karşımızda iki büklüm saygı durmasını isteriz. Komplekslerimiz hayatımıza ve ilişkilerimize yön vermeye başladı. Dünya ile ilgili gereksinimlerimiz birbirimize hava  atma ve yarış yapma aracı oldu. Bir de düşünceden yoksun arabalı beyler türedi.

Hep hükmetme duygusu içimizi sarıyor ama en önemlisi kendimizi  ve ne istediğimizi bilemiyoruz. Hep toplumsal yansımalardan etkileniyoruz öz olmayı beceremiyoruz Yaradan’ın  bize yüklediği sorumluluktan kaçarak  kendimizi unutuyoruz yada kendi farkındalığımıza varmadan yaşıyoruz  maalesef !

Ve bir gün ansızın çok yakınınızı kaybetmenin haberini alırsınız şok geçirirsiniz inanamazsınız  yada inanmak istemezsiniz. Sanırız ki hayat hep bizim istediğimiz şeklide yürüyecek öyle olmuyor işte… Ölümün benzi çöker yüzümüze ne kadarda masum oluruz;  oysa Filistin de Irak da Afganistan da ölüm hayatın bir parçası haline gelmiştir. Bize ne kadarda normal gelir oradaki ölümler  alışmışız yada alıştırdılar. Başkalarının ölümü bize nedense  basit gelir. Televizyonda izlemiştim kolunu ve bacağını kaybeden bir Filistinli ne kadarda güçlü, asil, rahat ve dingin görünüyordu hayret etmiştim. Oysa biz hep  stresli hep kaygılı yaşıyoruz. Böylesine  rahat yaşamın içinde  bizim bir yerimiz ağrıdığında ne kadarda telaşlanıp büyütüyoruz. Sevdalarımızı,  acılarımızı, sevgilerimizi paylaşmak dileğiyle…

Gelin hep beraber yaşarken birbirimizin değerini bilelim. Öldükten sonra ne kadar da iyiydi demenin pek anlamı kalmıyor.

SEVGİYLE KALIN...