Gurbettekiler nasip olursa Temmuz ayından itibaren yavaş yavaş yaz tatilini geçirmek üzere Adilcevaz’a gidecekler. Pandemiden dolayı geçen yaz gidemeyen çoktu. Ben de gidemeyenlerden biriyim. İlk defa iki yıl aralıksız Adilcevaz’dan uzak kaldım. Allah, bir mani keder vermezse bir ay sonrası için planlamamızı yaptık. Hatta işi biraz daha abartıp şimdiden yapılacaklar, görülüp ziyaret edilecekler listesi bile oluşturdum. Gezip görülecek yerlerin resimlerini derledim.  Bu yaz Adilcevaz’a gelecek olanların işine yarar diye burada paylaşmaya karar verdim. Ama gitmeden önce bazı hatırlatmaları hem kendime hem de size yapmış olayım.

Yaz tatilini Adilcevaz’da geçirmek için ilk temel ihtiyaç barınacak yerdir. Anne babanız hayatta ise, onlardan miras bir ev varsa yaşadınız. Adilcevaz’ a vardığınızda size şerik gözü ile bakmayan, sizi elindekine göz dikecek biri olarak görmeyen, misafir olduğunuzda gerçekten bayram havasına giren bacınız kardeşiniz, yakın dost akrabanız varsa yine yaşadınız. Eğer ana, babanız vefat etmiş, size ait özel eviniz yoksa işin rengi biraz değişir. Kalacağınız yerde Adilcevaz’ın havasından suyundan, eriğinden cevizinden huzurla yararlanmak istiyorsanız dikkat edilmesi gereken bazı şeyler vardır.  Öncelikle misafir olduğunuzu unutmayacaksınız. Eskileri karıştırmayacak, büyüklerin sizce yanlış olan mal mülk konusundaki tasarruflarının faturasını sonrakilere çıkarmayacaksınız. Hesap sormaya, satıp savurmaya gelmişseniz hoş karşılanmazsınız haberiniz olsun. İslam’ın şartı altıdır, beşi malum altıncısı haddini ve yerini bilmektir demiş eskiler. Bir karış toprak için canınızı sıkmaya, can kırmaya gerek yok. Hak ve adalet önemlidir ancak kör düğüm olmuş meselelerde şimdi Allah muhafaza eşimize dostumuza bir hastalık, bir musibet arız olduğunda elimizdekini ayağımızdakini vermekten imtina etmeyi kendimize yakıştıramıyor iken varsın onlar tasarruf etsin kullansın. Bir tabakta salatalık, erik vermeyi çok görürse boş verin. Sizin ailenizden bir ışık yanıyor mu; ananızı babanızı, eşinizi dostunuzu hatırlatır bir yüz görüyorsanız bu bile bize yeter deyin.

Dikkat edilmesi gereken diğer husus, misafir olduğunuz evin şartlarını, sunacağı imkânları bilin. Eksikleri görmeyin, başka ev ve yerlerle kıyaslamayın, olduğu gibi kabul edin. Sakın ola özel bir ihtimam ve beklenti içine girmeyin. Adilcevaz halkı misafirini en iyi şekilde ağırlamak için gücünün yettiğinin en iyisini yapmaya çalışır. Eriğinin, cevizinin onların bir geçim kaynağı olduğunu kabul edin. Arkadaşıma da ceviz, komşuma da reçel götüreyim hesabı yapmayın. Çok arzu ediyorsanız mukabilini vererek satın alarak götürün.

Ben de oluyor belki sizde de oluyordur. Sanki tüm memleketi özlemiş gibi olursunuz. Adilcevaz’ a vardığınızda her gördüğünüzle merhabalaşmak, sarılmak hissi sizi sarar. “Ey Adilcevaz ben geldim.” demek ve mukabilinde de Tüm Adilcevaz’dan “Hoş geldin!” sözcüğünü işitmek istersiniz. Şunu bilin ki gurbetten gelen ilk siz değilsiniz, her evin bir gurbetten geleni vardır. O nedenle mukabilini göremediğiniz zannına kapılmayın. Bu dikkat faslını fazla uzatmayayım. Adilcevaz’ da yapılacaklar listesine geçeyim.

Evvela hayatta ise anne babanızı ziyaret edin. Hayatta değillerse muhakkak kabir ziyaretinizi yapın, selam verin, duanızı yapın, hayatta imiş gibi konuşun.

Yaşlı akrabalarınıza özellikle dayı amca, hal, teyze vs ellerini öpmeye gidin. Hl hatır sorun, gönüllerini alın. Yakını vefat eden varsa acısını paylaşın, helallik alın verin. Bu ziyaretlerden sonra tatil boyunca yapmayı düşündüklerinizi planlayın. Öğleden sonraları gölde yüzmeyi ihmal etmeyin. Kıztaşı, Yedinci Kilometre, Uri (Danacı Köyü) altı, Köy Hizmetleri plajı( hanımlar için), Yolçatı Köyünü geçtikten sonraki Bozkırlar Plajı ideal yüzme yerleridir. Yapabiliyorsanız, biraz da cesaret ister su-kay kayağı harika olur.

Serin vakit yürüyüşleri için sahili takip ederek çayır mahallesinden Dırakbura kadar yürüyebilirsiniz. Yüksek yerleri tercih ederseniz eğer barajdan gelen kanalı takip edip, Seydibaba’nın alt kısmından Hacı Esatların mıntıkaya kadar yürüyebilirsiniz. Yol boyunca kanalın suyu, ağaçlar, güzel keklik, iğde kokuları ve eşsiz göl manzaralı Adilcevaz size eşlik eder. “Ben sana Seydibaba’ dan baktım ey aziz Adilcevaz” diye de seslenebilirsiniz. Başka alternatif olarak barajın üst kısmından Kef Kalesine doğru tırmanarak gelincikler, papatyalar arasında, nemsiz berrak havayı içinize çeke çeke gözünüze, gönlünüze bayram ettirebilirsiniz.

Kendinizi misafir ettirebilirseniz Muhammed Sena’nın cennetten köşe bahçesinde bir semaver çay içebilirsiniz. Kaleboynu mahallesindeki Cabba Şelalesine de bir gün ayırın. Şelalenin olduğu civardaki bağ ve bahçeleri görme imkânını yoklayınız. Benden duymuş olmayın Necati Birol Ustaya ve Turgay Yaralı Beye bir yanaşın derim. Onlar bu enfes güzelliklerin tam göbeğindeler onlardan bir rehberlik alın derim.

*Ben bu karelerin yalancısıyım. Fotoğraflar Turgay Yaralı Beyin paylaşımlarından alınmıştır.

Bir gününüzü de Sütey Yaylasına ayırmayı unutmayın. Cil gölünü görün. Süphan Dağını hayretle temaşa edin. Çoluğunuzu, çocuğunuzu gezdirin. Allah’ın Adilcevaz’ a yerden, gökten yağdırdıklarını temaşa edin. Temmuz, Ağustosta yine yemyeşil olur mu oralar tam bilmiyorum. Adilcevaz Belediyesinin birkaç sene önce düzenlediği şenlik vardı. Süphan’ın eteklerinde çadırlar kurulmuş, semaverler kaynatılmış, konser dahi verilmişti. Bayağı güzel olmuştu.

Adilcevaz’ın marka bir yeri Aygırgölü ve Aygırgölü Köyü ne güzel bir nimettir. Gölün kuzey cephesi yerleşim alanı ve yem yeşil. Karşı cepheler dağlık kısım şimdilik çıplak ama çam fidanı dikilmiş, kendini göstermesi için biraz zamana ihtiyaç var.  Malumunuz göl tatlı su, gölde balık yaşıyor, bulunuyor. Kendi sazan balığı da var özel yetiştirilen alabalık da var. Olta balıkçılığı için ideal yer. Alparslan Taşkın Beyin sevk idaresinde olan tesis ve geçen yıl barınma için inşa edilen bungalov evleri görülmeye değer. Tesis çok temiz ve nezih. Alparslan Bey ve ekibi misafirlerini çok iyi ağırlıyor. Hafta içi, hafta sonu bayağı misafir ağırlıyor. Belgesel ve tv programlarına konu olmuş yer. Aygırgölü Köyünün kendine has tadı olan maden suyundan güzel çay oluyor bilginiz olsun.

*Amcam Selahattin Koşar’la bir Aygırgölü Manzarası

Gezi, eğlenme fasıllarından sonra etkinlik olarak misafir bulunduğunuz evde bağ bahçe işlerine yardım edebilirsiniz. Kaysı döker, toplar damlarda kurutabilirsiniz. Kaysı/erik toplama, kurutma işinde yapacağınız yardım çok makbule geçer haberiniz olsun. Yapabilirseniz buğday kaynatır, bulgur hazırlar, erişte kesebilirsiniz. Bağ, bahçe varsa canınızın sadakası olarak su getirerek oranın tabiri ile suvarabilirsiniz. Yani kısaca işten kaçmayın, bir işin de ucundan tutun.

Yemeklerden köfteli kabak sarması, ayran aşı, çorti, mercimekli, fasulyeli bulgur bir de tuzlu balık karşınızda bulursanız maksat hâsıl olmuştur.

Sohbetin en koyusu çarşı merkezdeki meydanda akan çayın serinliğinde kıtlama çayla olur. Oraya vardığınızda, sağa sola bakındığınızda sizi çaya davet eden biri illa olur. Oturmakta üşenmeyin, sohbete kendinizi kaptırmaktan korkmayın. Muhabbetin tadını çıkarın, afiyet olsun.

Geldiğiniz gibi hoşnutla gitmesini bilirseniz vallahi de billahi de tallahi de on numara tatil yapmış olursunuz.