Geçtiğimiz günlerde Adilcevaz13.com ekibi olarak Belediye başkanımızı ziyaret ettik. Uzun geçen sohbetteki gözlemlerimi siz değerli okuyucularımla paylaşmak istedim.

Başkanımızın bizi sıcak ve samimi karşılamaları basına verdiği önemi bir kez daha göstermiş oldu. Sitemiz muhabirlerinden çok kıymetli kardeşim Tuncer’in sitemiz adına yapmış olduğu sürpriz tabloda ayrı bir güzellikti, kendisini buradan kutlarım.

Başkanımızla yaptığımız sohbet gayet olumlu geçti. Sayın Gürsoy tam bir Adilcevaz sevdalısı. Başkanımızı, Adilcevaz’a ve Adilcevazlıya ne yaparım sevinci, aceleciliği ve kaygısı içerisinde gördüm.

Başkanımız, belediyenin borçlu ve sermayesinin olmamasına rağmen, bunları mazeret ve bahane olarak görmüyor ve şöyle diyordu; "Hemşerilerimiz bizi bu makama layık görmüş, bizler de en güzel ve en kalıcı hizmetleri Allah'ın izniyle  yapma arzusundayız" söyleyerek erdemlice bir tavır sergiliyordu.

Başkanımızın; şevki, heyecanı doğrusu beni ziyadesiyle umutlandırdı. Sayın Gürsoy, bir yılda yaptıklarından bahsederken yeterli olmadığını, "Bu yaptıklarımın üzerine çok ama çok fazlasını yaparak, çok değer verdiğim hemşerilerime layık olmaya çalışmalıyım" diyordu. Ayrıca Adilcevazlılık Necati Gürsoy’dan da, Ahmet’ten de, Mehmet’ten de daha önemlidir vurgusu çok anlamlıydı. Başkanımız projelerini anlatırken, gözlerindeki parıltı, umut, sözlerindeki muhabbet, görülmeye değerdi.

Seçildiği günden beri kardeşlik ve huzur mesajları vererek ilçemizde geçmiş yıllarda yaşanan huzursuzlukları elinin tersiyle iterek, sevgi ve merhametli davranışı güven duyulmasına sebep olduğu gibi yıllarca dumura edilmiş, ayrıştırılmış, ötekileştirilmiş anlayışları ilçe adına birleştirme çabası takdire şayandır.

Tabi ki Başkanımın sıkıntıları da bir o kadar da fazlaydı. İlçedeki toplumsal sıkıntıdan bahsederken derin bir iç çekiyordu.

Sayın Gürsoy, çok sevdiği ilçenin durumunu şöyle özetliyordu; "Kişisel hizmetlerin değil, umumi hizmetlerin beklentisi olması beni daha da mutlu ederdi, maalesef  ilçemizde her şeyi Belediyeden ve Başkandan bekleme anlayışı beni çok yoruyor. İlçemizin gelişmişliğine katkılar sunmalıyız, ben elimi değil gövdemi Adilcevaz’ımın yoluna koydum. Bu sadece Belediye Başkanıyla olacak iş değil, STK larla, esnaflarımızla, kurumlarımızla, en önemlisi vatandaşlarımızla el ele vererek bu işin üstesinden gelmeliyiz ve kişisel menfaatleri bir kenara bırakarak toplumsal mutabakatlarla birlik beraberlik içerisinde huzur kentimizi layık olduğu yere getirmeliyiz" diyordu.

Başkanımız, Kalkınmamızın önceliğinin İlçemizi tarım ve turizm şehri yapmaktan geçeceğini dile getirdi.

80'li yıllarda Yazıdüzü Ovası'na sulama projesine çok büyük katkısı olan, o yıllarda genç bir mühendisin, şimdilerde iktidarın gücünü de arkasına alarak Gülüstan (Filistan) Ovası'na Erciş’ten gelebilecek su projesinin takibini bizzat yaparak, ilçenin tarımda istenilen yere getirme endişesi içerisinde olduğunu gördüm.

Başkanımızın; sevgi dolu, mütevazi, kollektif anlayıştan yana olan, ilçe adına düşüncesi olan, herkesi dinleyen, vatandaşların derdiyle dertlenen, birlik ve beraberlik anlayışını ön planda tutan, kardeşlik ruhunu önemseyen tavırları çok anlamlı. Başkanım inşallah fakir fukaranın duasını da alarak bu ilçeye çok güzel hizmetler yapacağınıza yürekten inanıyoruz. Allah yar ve yardımcınız olsun.

Sevgiyle Kalın.