Biraz İnsaf
Günlerdir hizmet ile hükümet arasındaki dershanelerin kapatılması (dönüştürülmesi) tartışması tek taraflı insaf ölçülerini aşarak devam ediyor. Aslında bu konuda yazı yazmanın ne kadar zor olduğunu bildiğimden susmanın daha doğru olacağına inanıyordum çünkü kardeşlerimizin yanlış anlamasını, yanlış yorumlanmasını istemiyordum.
Hizmet camiasının, uzun yıllardır ülkemizde alternatif olarak yurt, dershane, okul açması anadolu insanını sevindirmiştir. Buradaki öğrencilere ahlak terbiyesi verilerek, anasına- babasına ve ülkemize hayırlı evlatlar yetiştirdiklerini çok iyi biliyoruz, bundan dolayı üniversite kazanan yakınlarımın ve dostlarımın çocuklarının bu yurtlarda kalması telkininde bulunmuşumdur.
Fakat dershanelerin kapanması (dönüştürlmesi) olayının tartışmaları toplumda ciddi rahatsızlıklar yaratmıştır. Doğrusu gelişen bu durum benim bir çok olayı yeniden sorgulamama sebep oldu. Hizmet camiası, dershane kapanmasına olan keskin tavrını neden 28 şubat döneminde başörtüsü zulmüne maruz kalan, işlerinden ve okullarından atılan, mağdur edilen öğretmen ve öğrencilerin yanında yer alarak göstermedi.
Neden, dindar olduğu gerekçesiyle YAŞ kararıyla görevinden alınan komutanların acılarını duymamazlıktan geldi.
Neden, Merhum Erbakan Hoca’ya ve zamanın hükümetine reva görülen zulme tepkisiz kaldı.
Neden, başörtülü olarak seçilen Milletvekili Merve Kavakçı’ya yapılanları görmemezlikten gelindi. Hatta "bu kadına haddini bildirin" diyen, dönemin Başbakanı Merhum Ecevit’e duyduğunuz sevgiyi ve sempatiyi çok iyi biliyoruz.
Neden, İmam Hatip’leri kapatan ve halkın dini değerlerine saldıran darbeci anlayışlara karşı sesiz kaldınız.
Neden, ümmetin kanayan yarası Filistin, Gazze, Irak, Çeçenistan, Afganistan’da yaşanan katliamlara ve zulme karşı bu keskin tavrınızı göremedik. Mavi Marmara gemisinde şehit edilen 9 vatandaşımızın "otoriteden izin alınmalıydı" demenizi içimize yuttuk, yukarıda saydıklarım zalim anlayışlara karşı, hoş görü anlayışıyla tolera edilmiştir.
Yıllardır sevdiğim bu camianın dershanelerin kapatılması (dönüştürlmesi) konusunda ki Başbakana olan tavrını, öfkesini, gazetelerindeki ve televizyonlarındaki yayınlarının insaf ölçülerini aşarak, hakaret dercesine getirilmesine doğrusu gönlüm razı olmadığı gibi, Başbakan ve ekibinin bunların hiç birini hak etmediğine inanıyorum.
Ülkemizi, yıllarca demokratik olmayan darbeci anlayışlara karşı milletin desteğini ve duasını alarak, hayatını milletinin selameti için harcayan, mücadele eden Başbakanımız ve ekibinin dershane kapatma (dönüştürme) konusundaki üslubu tartışılabilir fakat, hizmetten bazı yazarların acımasızca kardeşlik hukukunu yok sayan sevimsiz, incitici, merkeziyetçi, kendinden emin davranışlarının Anadolu insanının yüreğinde çok büyük yaralar açtığının farkında bile olmayışını hayretle izliyorum.
Anadolu insanı, on yıldan fazladır hükümetin elini taşın altına atarak kendilerini bu millet için nasıl feda ettiklerini çok iyi biliyor. Hiçbir zaman bu milletin değerlerine eziyet eden, yok sayan, başörtülü bayana had bildirmeye kalkan anlayışlarla bir olmadığı gibi, ülkeyi kaosa götüren Ergenekon terör örgütünü, devletin içine sızmış çeteleri, derin yapıları bir bir deşifre ederek halkın huzurunu sağlayarak, "Yeter Söz Milletindir" diyerek, milletten aldığı güç ile demokratik sivil anlayışın hakim olmasını sağlamıştır.
Maalesef hizmet camiasının bazı kalemleri bugünün Türkiye’sinde baskı altında olduklarını belirterek; Başbakanın tek adam, sorunlu üslup, diktatör iması yapılarak itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.
Son olarak Bugün gazetesinin 30 Kasım’da yayınladığı manşetteki fotoğrafın fotomontaj (fotoğrafın her iki tarafı makaslanarak)yapılarak, vermek istediği mesajı biz yıllara önce şer bildiğimiz malum medyada görmüştük. Böyle çirkin, şantaj kokan yayınlar bize darbe yıllarını hatırlattı, hele bunu İslami hassasiyetleri olan bir gazetenin yapmasını akıllara ziyan olarak görüyorum, ne diyelim Allah ıslah etsin.
Post modern darbe döneminde, sıkışınca okullarımızın anahtarlarını bugün MEB'e teslim etmeye hazırız, dediğiniz günü bugün gibi hatırlıyoruz.
Sizinle kardeşlik hukuku olan Sayın Recep Tayyip Erdoğana neden bu kadar hoş görülü olamayışınızı, itibarsızlaştırmanızı doğrusu anlamış değilim. Oy Dershane sen nelere kadirsin...
Sevgi ile kalın...
YAZIYA YORUM KAT