Bin yıldan fazladır milyonlarca insanı "Ana" şefkatiyle bağrına basarak farklı ırkları ve kültürleri bir arada harmanlayan, birlik-beraberlik ve kardeşlik içinde yaşamasını sağlamış, kadim medeniyetin adına Anadolu ruhu denir.

Ana sevgisiyle büyümüş kardeşlerin içine yıllardır ekilmeye çalışılan fitne tohumları ile bizi bir birimize düşürmek için her türlü oyunlar oynanmasına rağmen, bu millet tek vücut olarak ayakta kalmasını bildi. Tarihte bu aziz milletin başına gelmedik musibet ve bela kalmadı. Hamt olsun her seferinde daha da güçlenerek ve zaferle yeniden çıktı.

Sevgiyi, iyiliği, kardeşliği öncelemiş olan bu kadim medeniyet, yıllarca zalim Bizans ve Moğol belasına karşı kahramanca mücadelelerle, Anadolu’dan atarak tarih yazmayı başarmıştır. Anadolu ruhu, her daim ANA şefkatiyle hareket etmiş, zalime karşı dik durmuş, mazluma her daim sığınak olmuştur. Bundan dolayıdır ki bu ruh, garip gurabanın ve ümmetin yaşama sevinci olmuştur.

Ne zamanki emperyalistler, yüz yıl önce masa başında Müslümanları Anadolu’dan ayırdılar. Ogün bugündür bölgemizde kan ve gözyaşı hiç eksik olmadı. Dün ve bugün, içimize soktukları algı operasyonları ve zehirli ideolojik musibetlerin belası, maalesef yarında kardeşi kardeşe kırdırmaya devam edeceğe benziyor.

Bugün yedi yüz elli bin kilometre alanda dört milyona yakın yerinden yurdundan edilmiş Suriyeli muhaciri bağrına basan Müslüman Anadolu insanın yardım sever medeniyet anlayışıdır. Bu ruhu imha etmeye çalışan, başta Amerika ve yaverleri ittifak halinde ülkemize terör örgütleri üzerinden saldırıyorlar. Ey küresel şer güçler, bu ülkeyi bölemeyeceksiniz. Biz Türk’üyle Kürt’üyle Arap’ıyla Laz’ıyla Boşnak’ıyla Gürcü’süyle Sayın cumhurbaşkanımızın dediği gibi "tek milletiz."

İslam Kardeşliği hamuruyla yoğrulmuş olan Anadolu ruhu farklı inançlarda olan insanlara yaşama hakkı, inanç özgürlüğünü vermiş ve güçlü muhabbet bağları oluşturmuştur. Müslüman Anadolu medeniyetinin ruhu, tüm Ortadoğu’ya ve Dünya’ya dalga dalga yayılıyor. Bu ruhu durdurmaya gücünüz yetemeyecek, bunu önünü alamayacaksınız.

Biz tarih boyunca girdiğimiz yerleri kılıçla değil, sevgi ve kardeşlik anlayışıyla aldık. Gittiğimiz yerlere camimizi, medresemizi, hanımızı aynı zamanda adaletimizi ve iyiliğimizi götürdük. Biz sizin gibi sivilleri katleden olmadık. Siz, gittiğiniz yerlere tecavüz, zulüm, ölüm ve sömürü götürdünüz. Sizin medeniyetiniz, mazlum insanların kanı üzerine kuruludur. Siz, sahilde top oynayan çocuklara bomba atacak kadar alçaksınız. Siz, ektiğiniz fitne tohumları ile müslüman evlatlarını ideolojilerinizle zehirlediniz. Yetmedi silah verip, terörist ederek üstümüze saldığınıza tüm dünya şahittir.

Ey emperyalist katiller! Daha ne zamana kadar mazlum ve müslüman evlatlarının kanını içmekten vaz geçeceksiniz. Bu ümmetten ne istiyorsunuz. Bu dünyada yaptıklarınızın bedelini elbet bir gün ödeyeceksiniz. Biz ki Allaha dayanmışız, biz ki zalime karşı dik durarak, sığınak olmaya devam eden Anadolu’yuz. Saltanatınız yıkılacak az kaldı.

Sevgiyle Kalın