Geçenlerde Sayın Başbakanımızın "bu ülke son kaledir" cümlesinin bende yarattığı duygusal atmosfer, bu yazıyı yazmama vesile oldu. Maalesef Ortadoğu son yüz yılın en zor döneminden geçmektedir.

Emperyalist devletler, Kukla Diktatör Saddam’ı kullanarak  doksanlı yıllarda silahlı güçleri ile birlikte bu bölgeye çul serdiler. O gün bugündür zalim Amerika ve akıl hocası sömürgeci İngiltere demokrasi getireceklerini vaat ederek kan ve göz yaşından başka bir şey getirmediler.

Son beş yıldır Suriye rejiminin yaşattığı insanlık dramını balina sevdalısı Batı Medeniyeti, Aylan Kurdi gibi onlarca çocuğun cesedinin sahillerden toplanmasına sebep oldukları gibi; milyonlarca insanın evinden barkından edilmesine, yüz binlerce insanın katledilmesine göz yumdular. Suriye’ye sınırı olamayan İran, Rusya, ABD gibi devletler Katil Esed ile ittifak kurarak Suriye’yi harabeye çevirdikleri gibi tarihi medeniyetini de bir bir yok ettiler.

Ah İran; yetmiş dokuzda yaptığın devriminle, ABD’ye olan direnişin İslam coğrafyasında yeşerttiğin umutlarınla Suriye’de diktatör Esed’e verdiğin destekle, katı mezhepsel tavrın İslam dünyasında ki umutları alıp götürdü. Ey İran; nükleer çalışmalarından dolayı bütün dünya tarafından tecrit edilirken,  seni bir tek Türkiye destekleyerek ambargoları delerek sana sahip çıktı. Maalesef sen Rusya ile kirli ittifak kurarak Suriye’de yaptıklarından dolayı İslam ümmetini hayal kırıklığına uğrattın.

Evet "Bu Ülke aşkın son kalesidir." Osmanlıda olduğu gibi yetim kalan ümmet sığınacak liman olarak yine Türkiye’yi seçti. Allah’ın Ayetinde "Yolda kalmışlara kimsesizlere yardım edin" buyruğu, Anadolu insanının yaşam biçimidir. Milyonlarca Suriyeli muhaciri bağrına basan devletimiz, tüm dünyaya insanlık dersi vererek kadim geçmişindeki gibi asil devlet olmanın sevincini ve aşkını yaşatmaktadır.

İslam coğrafyasının umudu haline gelen ülkemiz içerdeki ihanet çeteleri ile dış güçler devletimizi bölüp parçalamak için algı yönetimi üzerinden iç ayaklanma ve kaos yaratma çabaları hız kazanmışsa da bunlar beyhude çabalardır.

Bu millettin tarih boyunca göstermiş olduğu kardeşlik inşasındaki büyük fedakarlıklarının yanında, Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan ve yol arkadaşları, devletimizin tarihi geçmişine yakışır bir şekilde Fatih’in torunlarına sahip çıkarak, mazlumların tek adresi olduğunu gösterdi. Ülkemizin milyonlarca parası gitmiş olsa da  kardeşliğimizi diri tutmak için, evinden barkından edilmiş garip gurabanın duasının hatırına ülkemizin yapmış olduğu bu büyük sevabı, İslam ümmetinin ve mazlumların dualarında yerini almıştır.

Aşk, hicret etmiş olan muhacirlere Medine Ensarı olmaktır. 
Aşk, bu milletin kardeşlik sorumluluğunu yerine getirerek, tarih yazmasıdır.
Aşk, Anadolu insanının karşılık beklemeden mazlumlarla ekmeğini paylaşmasıdır.
Aşk, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Yöneticilerinin göstermiş olduğu hoşgörü, samimiyet ve fedakarlıktır.

Bundan dolayıdır ki yetim kalmış milyonlarca insana dini, dili, ırkı, mezhebini gözetmeksizin üşenmeden sahip çıkan dünyada eşi benzeri görülmemiş fedakarlığıyla, mazlumların son kalesi  ve sığınağı Türkiye Cumhuriyeti Devletidir.

Sevgiyle Kalın...