İçimin Ormanları
Yaşadığınız günü son günmüş gibi yaşadınız mı hiç?
İçtiğiniz çayınız son çayınızmış gibi.
Yarın evsiz kalacakmış gibi.
Öyle yaşamak zorunda kalan canlar da var halbuki.
Eviniz kağıttansa zaten küçük bir darbeyle yıkılabileceğini de idrak edebiliyorsunuz.
Şimdi Manavgat, Bodrum, Marmaris gündemde iken,
hadi sıcaktan, cam kırıklarından, izmaritlerden
veyahut siyasi düşünenler gibi kundaklamadan ötürü olsun.
Fark eder mi?
İdraki manada yitip gidenleri sayabilmek mümkünmü ki!
'Ol' duran var unuttuk belli ki.
Şehir fark etmez, bizim garantimiz varmı ki?
Lüks içindeki evinize birileri bodoslama araçla çarpsa Allah muhafaza.
Arabanız varsa, durduk yere içinde siz yokken dahi, bir yere çarpıp tuzla buz olabilir.
(Dipnot : el freni çekikse bile olabiliyor imiş.)
Ki kötüde olsa tecrübe ile sabit.
Yani demem o ki elimizdekilerin bizim olmadığını idrak edemiyor isek vay halimize..
Bir kaç demdir içimin ormanları bir bir alev almıştı. Dillerim lal olduğu için iki kelam edip elemlerimi paylaşamaz iken, şimdi kainata sıçradı..
O vakit dediğim tek şey :
Ben yanmaya razıyım Ciğerlerimiz Yanıyor nefessiz bırakmasın Rahman olanımdı.
Bu yaşanan çaresiz günlerde gönüllü psikolog veyahut spiker olmayı ne çok isterdim.
Diplomanın kibrine sığınmadan psikolog vasfını taşımayı.
İnsani duyguları tohum tohum serpiştirebilmek için, yanlı olmadan, umut eken bir spiker olmayı.
Onların eksikliği, bilmediğimiz bir çok duyguyu köpürtüyor çünkü. Sizde haklısınız, o meslekleri edinebilmek, o sıfatları göğsümüze iliştirebilmek için TECRÜBELER, edinilen nadide bakış açıları hiç bir zaman yetmez.
Yetmeyecek.
Görevini hakkı ile yapanlar üzerine alınmayacaktır.
Şu sosyal medyayı verimli kullanabilme erdemine erişenin önünde, her daim ceketimi ilikliyor olacağım.
Keyifli görünen bir fotoğraf karesi bir kez olsun keyif faslı gibi görülmeyip insanların kendini kurtarma çabası olarak görülse keşke.
Gerçi sosyal medya, anıların bir çoğunun şeffaf görülemeyeceği bir yer olmakla meşhurdur.
Doğduğum ay ne de çok istemiştim hoş gelmeni..
Bu yaşım başka olacaktı.
Evvet bambaşka oldu daha katmerli acılarla yoğruldu.
Zamanın ahirinde alametlerini oluk oluk yüreğimize kondurdu.
Pencerem aralık günleri öyle seviyorum ki, baş tacı ediyorum.
O günlerde bitecek biliyorum.
Şimdilerde, sadece kendi kendime gündemin kasvetini bertaraf etmekle uğraşıyorum.
Her şey tozpembe görünemez emin olun.
Rica ediyorum :
Her şeyi tozpembe gören, ruhlarınızda ki
at gözlüklerini kırın artık.
Sosyal ağların rengarenk tellerine takılıp bağ kurmayın hayatla.
İnanın ki gerçek dünya oradan çok ama çok uzakta.
YAZIYA YORUM KAT