Müşkülpesentliğin Lüzumu Varmı?
İnsan bir kere görmeli?
Neyi mi?
Gerçeği.
Her bir olgunun şeffaf yanını.
Kamera arkasını.
Hayatın reklam arasını.
Saçmadan hisse sunanların gönül bankasını.
Ama ışıklarda durup bekleyerek,
Ama tünelin sonunu görmemene rağmen
Gözünü karartıp gönlünün istikametlerine giderek.
Öyle ya sol yanının arzuladığı yerlere çıkmıyor mu yollar.
Ama iyi ama kötü.
O patikalardan geçmeden, çıkmaz sokakları mesken edinmeden.
Hayalini kurduğun (şarkıda ki gibi)
Arnavut kaldırımlı taş sokaklara çıkılmıyor.
O yollar geçilecek.
O dostlar kaybedilecek.
Hayat ruhunu böylesi takatlarla benzetecek.
Sonra daimi güzeli ‘O’ nu görüp iyileşecek.
Her şeyde ‘O’ nu görmediğimiz için bu tantana.
Bu kadar gürültü o yüzden sana bana.
‘O’ nu görüp iyiliğe yönelmedikçe nefis hep dünyalıktan yana.
Geçenlerde bir büyüğüm “Sen, senin değilsin.
Veren O alan O” demişti.
Biz nasıl her şeyi bu kadar benlik labirenti oluşturup içine hapsettik.
Eğer yolumuzu bulamaz isek, o labirente tutsak olup, birbirimize merhem olamadan göçüp gideceğiz.
Ama biliyorum ki iyiliği düstur edinirsek düşmesine ramak kalan canlara Hızır gibi yetişebileceğiz.
Hüzünleri ne zaman ki ajitasyon veyahut depresif ruh hali olarak görmemeye başlayacağız.
O zaman aslolan dünyayı anlayacak beşeriyetten uzaklaşacağız.
İnsanca kucak açacağız.
İclal Aydın hocam bir gün sohbetiyle hayatımda öyle bir milat oldu ki.
“Acıyı sonuna kadar yaşamak gerekiyor.
Başka türlü acı eskimiyor.”
Dostu Elif Şafak bir gün ona
“İclal dip o kadar derin bir yer ki gidecek yer kalmayınca yukarı çıkabiliyorsun” demiş.
Hakikaten öyle.
İclal hocam hoşlanmadığı kalabalık bir ortamda otururken boğulduğunu, o ortamın ona bir şey kazandırmadığını anlayıp üzülünce
“Benim bu karanlıkta ne işim var” diyerek tenhalaşmayı yeğlemiş.
Kendimizi bile isteye karanlığa atmanın alemi yok elbet.
Hele ki şöyle zor zamanlarda iken, iyi geleni seçmek, iyiliği seçmek erdem olacaktır.
Rabbim idrakını nasip et.
“Ariflerden birine Hızır’dan suâl etmişler. Demişler ki: Lütfen bize Hızır’ı tarif edin ki eğer onunla karşılaşırsak tanıyabilelim. Kendilerine verilen cevap pek mürşidane olmuş;
Ölü ruhunuzu kim diriltiyorsa sizin için Hızır odur.”
YAZIYA YORUM KAT