Ortadoğu’da Postallar Yeniden Sahnede
Ortadoğu’da, ülkelerini uluslararası güçlere alet etmeyen liderleri ve hükümetleri, emperyalist güçler postallarla (darbeyle) yeniden şekillendirme telaşına kapıldılar. Son zamanda ülkemizde yaşadığımız olaylar aslında, uluslararası güçlerin Ortadoğu’yu şekillendirme projesine Gezi olayları bahane edilerek başlatıldı. Buradaki maksadın, sivil itaatsizlik oluşturarak Başbakanlığın ve TBMM’nin sivil marjinal guruplar tarafından ele geçirilmesinin sağlanması ve hükümeti itibarsızlaştırma ve düşürme girişimleriydi. Tabi bütün bu olup bitenler yaşanırken, aşırı sol ve seküler anlayışlar her şeyin seçim ve sandıktan ibaret olmadığı tezini dillendirmeye başlamaları, aslında çok da tesadüfü bir olay olmadığı anlaşılıyor. Buradaki maksat halkın iradesini hiçe saymak, ve alttan alta darbeye meşruyet ve davetiye çıkartmaktır.
Mısır'daki askeri darbeye sesiz kalarak, destek veren Avrupa ve Amerika'nın demokrasi konusunda geçmiş sicillerinin pek de iyi olmadığını biliyoruz. Cezayir’de yapılan seçimlerde İslami Halk Cephesi Partisi 1991 yılında halkın yüzde seksen altısının oyunu almasına rağmen, orada Fransa’nın desteğiyle kanlı bir darbe yapılarak yüz binlerce insanın ölümüne sebep oldu. Aynısını 28 Şubat 1997 de ülkemizde de en fazla oy almış koalisyon hükümetini yıkarak tüm dünyanın gözlerinin önünde post modern darbe yapıldı. Demokrasiyi kendi menfaatleri doğrultusunda yorumlayan anlayışlar, kendi inandıkları demokrasiyi işlerine geldiği gibi yorumlamasını da bilirler.
Gezi’deki olaylarla Erdoğan’ı deviremeyenler, şimdi Mısır'da darbeyle Mursi’yi devirmeye çalışıyorlar. Tahrir'de yaşananlar ile ülkemizdeki Gezi olayları paralellik arz ediyor. Aslında, Amerika ve İsrail Ortadoğu’da yeniden kukla hükümetleri oluşturma peşindeler. Türkiye’de ve Mısır’da halkın desteğini almış, halkıyla iç içe olmuş ve halkının taleplerine cevap veren hükümetlerden ve milli menfaatleri ön planda tutan Müslüman yürekli liderlerden, anlaşılan emperiyal güçler rahatsız olamaya başlamışa benziyor.
Özellikle Amerika’nın telaşı, Ortadoğu’da kaygı duyduğu İsrail’dir, çünkü Anadolu halkının 3 Kasım 2002’deki genel seçimlerle başlatmış olduğu değişim girişimi, daha sonra İslam ülkelerindeki Arap Bahar’ıyla değişim talepleri ve Amerikancı diktatörlerin tek tek devrilmesi ve halkların kendilerine yakın hissettikleri Müslüman liderlere yönelmesi bölgede İsrail’in rahatının bozulmasına sebep oldu. Bundan dolayıdır ki Mısır’daki darbe girişimine ses çıkarmayan hatta destek veren Amerika ve Avrupa ülkelerinin telaşı, hem İsrail’i rahatlatmak, hem de yeniden geçmişte olduğu gibi, kukla hükümetlerin gelmesini sağlamaktır.
Mısır’da ülke oylarının yarısından fazlasını alan, Müslüman kardeşlerin desteklediği Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye daha bir yıl bile geçmeden, uluslararası güçlerin desteğini alan askeri vesayet, halkının iradesini hiçe sayarak, alçakça darbe girişiminde bulundu. Mursi’nin, cesur duruşu, halkına yakın oluşu, refah sınır kapsını açması ve Gazze’ye insani yardım gitmesini sağlaması zalim güçleri özellikle de İsrail’i ve Amerika’yı rahatsız etmişti.
Mısırda gerçekleştirilen darbe tarihe kara bir leke olarak geçmiştir. Heleki Elezher Şeyh'inin darbecilerin yanında saf tutması içimizi sızlattı. Bunu yapanlar Mısır halkına, bunun hesabını er geç verecekleridir. Bu yapılan ihaneti, Mısır halkı ve tüm ülke müslümanları hiçbir zaman unutmayacaktır. Adeviye meydanındaki kardeşlerimiz direnin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti de, halkının duaları da sizinledir. Rabbim yardımcınız olsun. Zaferiniz yakındır inşallah…
YAZIYA YORUM KAT