Türkiye Kazanacak ve Sizler Kaybedeceksiniz
Ülkemizin son yıllarda yakaladığı başarılı atılımlar, her geçen gün katlanarak büyümesine vesile olurken, kazanan Türkiye’ye tahammül edemeyenler fitne ve algı operasyonlarıyla ülkemizi karıştırmaya çalışıyorlar. Ümmetin ve mazlumların umudu haline gelen Devletimiz, küresel güçler ve içerdeki kriz çığırtkanları ile birlikte bertaraf edilmeye çalışılmaktadır.
Devletimiz, "yolda kalmışa yardım edin" kardeşlik bilinciyle ülkesinden zoraki göçe tabi tutulan üç milyona yakın mülteciyi barındırarak tarihe önemli bir not düşmüştür. Ülkemizin Suriye olması için çaba sarf eden kötü niyetlilere inat bu millet, yetimlerin garip gurabanın duasını alarak önüne çıkan bütün engelleri aşarak yoluna devam etmektedir.
Son günlerde ülkemizdeki yaşanan Başbakanlık değişimi fitneci insanların iştahını kabartsa da maalesef sevinçleri fazla sürmedi. Ülkemizde sistemden kaynaklanan sorunlar devletin gelişmişliğini her zaman etkilemiştir. 2000’li yılların başında dönemin Başbakanı merhum Ecevit ve Cumhurbaşkanı Sezer’in anayasa kitapçığı fırlatılması olayı hafızamızda halen canlılığını korumaktadır. O gün yaşanan kavganın bedelini ülke olarak ekonomik krizle ödedik, hiç unutmam o zaman merhum Ecevit şunları söylemişti “Ülke olarak durumumuz Kurtuluş Savaşı yıllarından daha beterdir” diyerek olayın vahametine dikkat çekiyordu ki öylede oldu.
Yıllarıdır ülkemizi karıştırmaya çalışan şer güçler ve içerideki uzantıları sürekli olarak kriz senaryoları üreterek hükümet başarısızdır, yakında kriz olacak, ülke teröre teslim ediliyor, dış politika çökmüştür vb. gibi yalan yanlış iftiralarla kaos çıkartmaya çalışanlar, millete karşılık bulamayınca, bu defa da illegal yöntemlerle ( Gezi olayları ve 17-25 Aralık darbe girişimi, Terör olayları) ülkenin istikrarına darbe indirmeye çalıştılarsa da her seferinde hevesleri kursaklarında kaldı.
Güçlü lider Sayın Erdoğan ve dava arkadaşları milletten aldıkları dua ve güçle "tek millet, tek bayrak, tek devlet, tek vatan" anlayışıyla ülkemizi başarıdan başarıya koştururken, yeni Türkiye’nin önündeki engeller bir bir ortadan kaldırılarak kadim kültürüne uygun bir şekilde muasır medeniyet çizgisine gelmenin huzurunu ve mutluğunu yaşatarak Türkiye’nin kazanmasına vesile olarak büyük başarıya imza attılar.
Bu ülkenin birlik beraberliğinden ve kardeşlik ruhundan yoksun olan sizlerin, kendi menfaat ve siyasi hırslarınız için bu milletin inancına yaptığınız zulümleri hiçbir zaman unutmayacağız. Sizler bu ülkenin talan edilmesi için devlet sırlarını dışarıdaki Ağababalarınıza nasıl sattığınızı cümle alem bilmektedir. Sizlerin, Katil Esed’e, Darbeci Sisi’ye, Rusya’ya, ABD’ye ve İsrail’e olan hayranlığınızı bu millet çok iyi biliyor.
Sizler kaybedeceksiniz, sizler bu ülkenin önünde büyük bir karabasansınız, çünkü sizler sürekli bu halkın kardeşliğine, huzuruna kastettiniz. Sizler ideolojik hırslarınız uğruna, bu milletin hayrına hiç bir şey yapmadınız gibi, milli ve manevi değerlerine savaş açarak bölünüp parçalanması için elinizden gelen bütün kötülükleri yaptınız. Buna inanın sizlerin o lanetlenmiş beşeri ideolojilerinizin Anadolu insanında karşılığı kalmamıştır.
Sizin bütün bu ihanetlerinize rağmen kazanan, ümmetin umudu haline gelen "Türkiye" olacaktır.
Sevgi ile kalın…
YAZIYA YORUM KAT
Son 13 yıldır ülkemiz büyük bir gelişme gösterdi.Mevcut hükümet ekonomiden ulaştırmaya, sağlıktan eğitime hemen hemen her alanda büyük bir kalkınma hamlesi gerçekleştirdi.4 Mayıs ta Başbakan Ahmet Davutoğlu, parti genel başkanlığından ve Başbakanlık görevlerinden ayrılacağını söylemesi kaos ortamı sevenlerin adeta ekmeğine yağ sürdü.Tabii ki bu durum hemen piyasalara yansıdı.Amerikan doları 3 Lira sınırına dayandı.Unutmayalım, piyasaların en çok sevdiği şey istikrar, en sevmediği şey belirsizliktir.Yazar Özcan Beşkardeş 2001 ekonomik krizinden örnekle makaleyi zenginleştiririken, Ahmet Davutoğlu nun yerine kimin geleceğine değinmemesi düşündürücüdür.Bana kalırsa yeni başabakan hitabet gücü yüksek, bilgi birikimi azami dercede olan ve her kesimi kucaklayıcı biri olması lazım.Yoksa Ahmet Davutoğlu nu mumla arayabiliriz.Zaman kaybetmeden de kolları sıvamamız lazım. Yeni başbakanımızın kim olacağını da zaman gösterecek.Sevgiyle kalın...
Yanıtla (0) (0)Adnan Menderes'in en büyük hatası Bediüzzamanı dinlememesiydi. R.T.Erdoğan'ın en büyük hatası bölgedeki islami camiyayı dinlememesi.Duamız Allah başımızdakilerin başına akıl kalplerine iman versin.Akibetleri Hayır olsun
Yanıtla (0) (0)Değişim ruha uygun,doğasına uygun, insanına uygun, çeşitliliğine uygun olmalı..benzemeyecek uyacak ! tek olmayacak bir olacak! Evet ülkemiz elbette değişiyor, olumlanacak yönde müthiş bir değişim yaşadı ama bunun yanında endişe ve korkuyu da yaşamıyor değiliz. bu etkenlerin iç siyasette de kendini gösterdiği malum..değişim herkesi kucaklamalı tüm renkleriyle,tüm kimlikleriyle..Her eleştiri fitneci zihniyeti barındırmaz, erdem ile yaklaşmak lazım..Güçlü lider Erdoğan tanımı yerinde bir tanım evet liderdir güçlüdür..Bu gücü arzulanan barışın kardeşliğin eşitliğin hakim olduğu bir Türkiye ye evrilmesi yönünde harcanması umuduyla,Yeni bir demokratik şeffaf, açık, net,dolaysız bir anayasayla bir birlik ruhuyla herkes kazanacaktır..Anadolu ruhu kazanacaktır mayası olan islam ruhu kazanacaktır..onurlu bir birliktelik kazanacaktır..denenmiş yanlış yöntemlerde ısrar etmek fayda da getirmeyeceği görülmüştür. Yoksa ölüm perişanlık kaçınılmaz olacaktır..
Yanıtla (0) (0)''Son günlerde ülkemizdeki yaşanan Başbakanlık değişimi fitneci insanların iştahını kabartsa da maalesef sevinçleri fazla sürmedi.'' cümlenizden hareketle aşağıdaki sorularım beni ''fitneci'' yapar mı? 1) Seçilmiş Cumhurbaşkanı ile seçilmiş Başbakan arasında sıkça kullandığınız bir kavram olarak ''Milli İrade'' açısından ne fark vardır? İkisinin de 'seçilmişliklerini' ortadan kaldıracak sebep 'Milli İrade' açısından ne olmalıdır. 2) ''Başbakanlık değişimini'' sadece ''fitneci insanların iştahının kabarması'' ile izah etmek ne kadar rasyoneldir? Seçilmiş bir Başbakanın azlinin-görevden el çektirilmesinin, ''Milli İrade'' hürmetine açıklanması gerekmez mi? 3) ''Güçlü lider Sayın Erdoğan ve dava arkadaşları milletten aldıkları dua ve güçle "tek millet, tek bayrak, tek devlet, tek vatan" anlayışıyla ülkemizi başarıdan başarıya koştururken...'' cümlenize istinaden ''Milletten aldıkları dua ve güç'' ile bu terör neden bitmez, ihracat azalır, işsizlik artar, ekonomi zayıflar? diye sorsam ''fitneci mi'' olurum? Sizi okumaya devam edeceğimi ve sorularımı soracağımı söylemiştim bir önceki yazınızda. Kalın sağlıcakla.
Yanıtla (0) (0)