Çocukluğumda hatırlıyorum eskiden bir insan toplumsal manada kötülük yaptığı zaman, yaşlı adamlar ona Urus Oğlu Urus ya da Urus tohumu derdi. Aslında yaşlı adamların o bedduasında ve Urus benzetmesinde tarihi bir bilincin karşılığı vardı.  

Ruslar, Anadolu insanıyla yüzyıllar boyunca beraber yaşayan Ermenileri kışkırtarak Doğu Anadolu’da katliam gerçekleştirerek, buradaki aileleri muhacir yaparak, ülkenin batısına zorunlu göçe zorlayarak, Ermeni mezalimini gerçekleştirmişlerdi. Tabi eskilerden dinlediğimiz o acılı anılar hala gözümüzün önünde canlanmaktadır, bu acıyı yaşamayan aile yoktur. Mesela benim anneannemin babası ve 3 amcası  doğu cephesinde şehit düşmüş, erkek çocukları olmayan bu kardeşlerin kızları yetim kalmışlardır. Böyle binlerce tarihi acılarla dolu olay yaşanmıştır, bunun en büyük müsebbibi de Rusya’nın ta kendisidir.

Geçtiğimiz günlerde Rus uçağı, Türkmenleri bombalayarak sınırlarımızı tüm uyarılara rağmen sayısızca  ihlal etmesi sonucunda F16 uçağımız tarafından düşürüldü. Bizim meşhur bir deyimimiz var Eşek kaçtı, palan düştü. Rusya’nın Başkanı Putin Firavun vari tavrı ve kibriyle tehditler yağdırmaya başladı. Tabi Rusya soğuk savaş döneminde psikolojik savaş stratejisini iyi kullanarak korku salmayı başarmıştır. Rusya’nın yıllarca bu tavrı bölgede kendinden emin adımlar atmasına sebep olmuştur. Fakat Rus uçağının düşürülmesi ne kadar istenmeyerek olsa da yıllardır ticari ve stratejik dostluğumuz olan Rusya ile karşı karşıya gelinmesi talihsizlik olarak görülse de, Devletimiz uluslararası angajman kurallarını işleterek gereğini yerine getirmiştir.

Rusya ile yaşanan problemden sonra Ülkemizdeki Urus hayranları bir anda kendilerini bir bir ele vermeye başladılar. Özellikle son yıllarda Ülkemizi türlü entrikalarla karıştıramayanlar, bu defa Putin’in kuyruğundan medet ummaya başladılar. Meğer bizde ne kadar da Urus oğlu Urus varmış da harbimiz yokmuş! Uçak düşürülme olayından bu yana malum bazı basın organları ve siyasiler hükümeti hedef alarak “Bizim ne işimiz var Suriye’de” diyerek dış  politikamızı eleştirenlerin, dönüp de Rusya’ya bir tek olumsuz cümle sarf etmemeleri, üstelik bizim akraba ve soydaşlarımızı katliam yaparak bombalamasına seyirci kalmaları ne kadar acı ve vahim bir durumdur.

Bu Uruslaşma  sevdalılığı aslında Erdoğan’a ve onun dava arkadaşlarına olan nefretin tezahürü olsa gerek. Bu zihniyet öyle bir zihniyettir ki yüzyıldır Ülkenin her türlü nimetinden en üst düzeyde faydalanan, kendilerini bu toplumun üstünde gören, milletin değer yargılarına savaş açmış ismi Ali, Ahmet, Ayşe olan fakat anlayışı ideolojik zehir saçarak Din, Bayrak,Vatan değer kaygısı olmayan, zamanında Camileri haşa ahıra, tuz ambarına çeviren zihniyetin ta kendisidir.

Ülkemiz zor günlerden geçerken bu anormal zihniyet, gerçek yüzünü bir daha göstererek bizi tehdit eden Putin’in yanında saf tutmaları aslında bu zihniyetin bu ülkeye Lozan’da yaptıklarının ta kendisidir.  

Gün kardeşlik günüdür, gün birlik ve beraberlik günüdür, gün bütün siyasi kaygıları bir kenara bırakarak düşman karşısında Çanakkale ruhuyla ümmet olma günüdür.

Sevgi ile Kalın...