Adilcevaz Tarımında Pir Olan Ünlü Bostancılar
Aklım ve kalbim hep Adilcevaz’da olsa da malumunuz Türkiye’nin sayılı sebze ambarı olan Antalya Kumluca’ da ikamet etmekteyim. Kumluca, köyleri dahil tam bir tarım kenti. Tarım derken daha çok ağırlığı sebze olmak üzere sebze ve meyve kentidir. Her metre karesi örtü altı tarım yani seracılık için değerlendirilir. Yetiştirilen ürünler buradan İstanbul özellikle yurt dışında pazarlanır. Bu nedenle darphane gibi bir ilçede yaşıyorum desem fazla abartmış sayılmam. Ha buranın nesi meşhur deseniz onu da söyleyeyim domatesi.
Kıymetli okuyucularım, örtü altı tarım sera, buraya da sonradan girmiş. Portakal da mandalina da sonradan buraların meyvesi olmuş. Ya Hocam hayırdır başlık Adilcevaz tarımı sen Kumluca’dan bahsettin diyeceksiniz. Çünkü Kumluca’da seraları gördükçe hep aklıma Adilcevaz gelir. Babam emekli olunca biz de az buçuk bu işlere bulaşmıştık. Örtü altı sebze meyve yetiştiriciliğini iyi kötü yapmıştık. Babam Zirai Donatım Kurumundan emekliydi ama seracılığı bilmezdi. Ben de biz yapana kadar da görmemiştim. Bu işe merak sarınca bu işi kim yapar, kim bilir etrafımıza bakınmıştık. Dediğim yıllar 1990’lı yıllar. Adilcevaz’ da bu işi yapana bostancı diye nam verilirdi. Tabi Koğuzlulardan (Yolçatı Köyü) Hacı Ramazan Duk, Bostancı Bekir Gürsoy ve oğlu Bülent Gürsoy, Bostancı Abbas Kanar, (Özcan Bey kendisiyle de bir röportaj yaptı. (https://www.adilcevaz13.com/cicekci-dede-abbas-kanar-ile-roportaj-3301h.htm) bir de bu yazımda özelikle duracağım Şahin KILIÇ Adilcevaz tarımında söz sahibi kişilerdi.
Öncelikle Adilcevaz’da seracılık dendiği zaman akla gelen ilk isimlerden olan Abbas Kanar’ı anarak başlamak istiyorum. Abbas Kanar 1932 Adilcevaz doğumludur. İlerleyen yaşına rağmen sebze, meyve ayrıca çiçek ve üzüm (asma) yetiştiriciliğine kendisini adamıştır.
Güzel ilçemizde bağında bahçesinde bostan yapmak isteyen fidesini Adilcevaz tabiri ile şitilini Abbas Usta’dan alır. Bugün Abbas Kanar’ın oğlu Mustafa Kanar daha çok örtü altı fide yetiştiriciliği yapmaktadır.
Bununla birlikte üzüm asması gül yetiştiriciliği konularında da kendilerini geliştirmişlerdir. Farklı gül türleri bulmak ve görmek isteyenlere tavsiye ederim.
Babam Fikri KOŞAR; sebze ve meyve yetiştiriciliğinde hem bilen, hem yapan olarak Şahin Kılıç’la birlikte yola koyuldular. Şahin Kılıç, 1940 doğumlu olup tüm aile efradıyla tarımla uğraşan, kendisini yetiştirmiş işinin ehli bir üreticiydi. Tabi o zamanlar hazır fide yok. İthal hibrit tohumdan önce fide yetiştirilir, mayısın sonlarına doğru bu fideler tarlada toprakla buluşturulurdu. Biz Şahin Ağabeyi, bir profesör edasıyla onu izler ve takip ederdik. Önce sera alanı tespit edilir, kazıklar çakılır sonra naylonlar çekilirdi. Seçilen alan, çakılan kazık, çekilen naylona kadar her şeye azami dikkat ederdi. Her şey ölçülüydü. Tohumun hazırlanması, kullanılacak toprak, ilaç, gübre rast gele değildi. Şahin KILIÇ, belki bunun okulda eğitimini almamıştı ama tam bir ziraat mühendisi gibi işine hâkimdi. Bugün meşhur olan Adilcevaz kavununun yetiştirilmesinde ve tanıtımında kendisinin de önemli bir payı vardır.
Şahin KILIÇ (1940-2014)
Şahin KILIÇ’la ilgili olarak gençliğimden bir anımı da rahmet duasıyla anmak için paylaşmak istiyorum. Hiç unutmam kavun fidelerini toprakla buluşturmuş ilk can suyunu vermişti. Aradan zaman geçmiş fidenin yaprakları susuzluktan kendini bırakmaya başlamıştı. Biz acaba vakti gelmedi mi su verelim derken, kendisi hele vakti var derdi. Bizim sabırsızlığımızı görünce fidenin köklerinin gelişmesi gerektiğini, susuz kalan bitkinin kökleriyle su aradığını böylelikle bitki kökünün derinleşerek geliştiğini vs anlatmıştı da bilgi ve tecrübesine hayran bırakmıştı.
2014 yılında vefat eden Şahin KILIÇ’ın çocukları İsmail, Şükrullah ve Mücahit Beyler, baba mesleğini sürdürmektedirler.
Bildiğiniz gibi Adilcevaz’da fenni usulde örtü altı tarımda başarılı uygulamalar 1990 yılından beri devam etmektedir. Tohumdan fide yetiştiriciliği zahmetli ve zordur. Bugün yurdumuzda örtü altı tarım yapanlar fidelerine hazır alırken Adilcevaz’da birçok üreticimiz hâlâ kendi fidesini kendisi yetiştirir. Yetiştirdiği fideleri toprakla buluşturarak hatırı sayılır üretim gerçekleştirilmektedir. Adilcevaz tarımında işçilik ve emek daha ön plandadır. Başka yerlerde üreticiler ziraat mühendislerinden, ilaç ve gübre firmalarından profesyonel destek alırken Adilcevazlılar kendi bilgi ve tecrübeleri ile bu işin altından kalkmaya çalışmaktadır. Adilcevaz’da yetiştirilen ürünler de kimyasal ilaç ve katkılar çok az kullanılmaktadır dolayısıyla daha sağlıklıdır. Netice itibarıyla ortalama 30 yıldır Adilcevaz’da yetişen ürünler kendine özgü aroma ve lezzeti ile bölgede tercih edilmektedir.
Adilcevaz’da sebze ve meyve yetiştiriciliği hak ettiği düzeye tam kavuşamamıştır. Profesyonel destek ve pazar sorunu yaşanmaktadır. El ve gönül birliği ile ortak çalışma, planlama şarttır. Bugün ile tarımında, sebze ve meyve yetiştiriciliğinde ilçede söz sahibi olanların kendi aralarında örgütlenerek tüm üreticileri kucaklayan bir yapı bünyesinde bir yol haritası çizmesi ilçemiz, bölgemiz ve ülkemiz adına faydalı olacaktır.
İlçemizde bu işi yapan eskilerden bostancılarımızı yad etme niyetiyle yazdığım yazıdan dolayı sürç-i lisan edebilirim. Yanlış ve eksikler olabilir. Hoşgörünüze sığınır, 2020 yılının hayırlar getirmesini dilerim.
YAZIYA YORUM KAT