Gezi Bahane Darbe Girişimi Şahane
Bu günlerde ülkemizi kaosa götürecek olaylar maalesef Taksim’deki Gezi Parkı bahane edilerek şiddet gösterileri gündeme damgasını vurdu. Aslında başlangıçtaki Gezi Parkı protestoları oradaki parkın ve ağaçların yok edilmemesi adına doğa sever insanların samimi eylemleriydi. İlk gün polisin oradaki vatandaşlara tavrı haksız, çok sert, acımasız ve gereksizdi. Daha sonra olaylar seyrini değiştirerek Gezi Parkı ve ağaçlar bahane edilerek olayları marjinal gurupların tamamiyle ülkeyi kaosa götürmek için yapılan eylem türüne dönüştü. Buradaki amacın aslında hükümeti ve ülkenin istikrarını dövmek maksatlı olduğu aşikardır.
Ortadoğu’da birçok ülkede kaynar kazan gibi istikrarsızlığın, iç karışıklığın olduğunu görüyoruz. Ülkemizde son yıllardaki istikrarlı gidişat, ekonominin büyümesi, insan haklarındaki atılan adımlar, terör örgünün bile silahsızlanmak maksatlı yurt dışına çıkamaya başlaması belliki darbelerden de ümidini kesen ülkemizdeki derin güçler ve dış destekli hainleri rahatsız etmişe benziyor.
Bir gezi alanı bahane edilerek, şehirleri, araçları, önüne gelen kamu malını acımasızca yakıp yıkarak şehir eşkiyalığı yapanlar kalkmışlar bunun adına da "demokratik hak" diyorlar. Aman Allah’ım yüzsüzlüğün bu kadarına da pes doğrusu. Delikanlıca çıkın diyin ki, bizim amacımız ülkenin hükümetini devirmektir, maksadınızın üzüm yemek olmadığını Recep Tayip Erdoğan’ı dövmek olduğunu söyleyin.
Fakat belliki seküler, statikocu algının ve aklın derdi ülkenin istikrarı değil, Anadoludaki halkların menfaati hiç değil, onların derdi kendi menfaatleridir, ülkenin gelişmişliği onları alakadar etmez çünkü onlar yıllarca bu ülkeyi darbe anlayışıyla, beceriksizce yöneterek bir gecede ekonomik krizlerle bu milleti fakir yapmıştır.
Bu anlayış 28 şubat darbesinde binlerce insanı fişleyerek, başörtüsünü bahane ederek, birçok memuru ve öğrenciyi hayatlarından ettiler. Binlerce subay, irtica bahanesiyle ordudan sorgusuz sualsiz atıldılar. Bu insanlardan bazıları yapılan zulüm karşısında dayanamayarak intihar etti, kimisi ise akli hafızasını yitirdi, öğrenci kardeşlerimiz beyin göçüne zorlandı. Anadolunun Müslüman, geleneğine bağlı, dindar insanlarına bu zulüm yapılırken kimse kalkıp da bir cam çerçeve bile kırmadı. Sabrettiler, zulüm edenleri yaradana şikayet etiller, sandığı beklediler ve 3 Kasım 2002’de halk bu zulme dur diyerek, sessiz devrim yaparak, karanlık anlayışlara büyük bir tokat atmış oldu.
Sizin derdiniz, ne vatan sevgisidir, ne de ülkeyi iyi yönetme çabasıdır. Sizin anlayışınız kan ve göz yaşı üzerine kuruludur, Siz 1980 Darbesinde de gençleri birbirine öldürttünüz, sabah aynı silahtan sol görüşlü öğrenci ölürken, öğleden sonra sağ görüşlü bir öğrenci öldürülüyordu. Şimdi sandıkta başarıyı elde edemeyeceğinizi gördünüz, kalkmışsınız sokaklarda bilgi kirliliği üreterek, sosyal medya üzerinden gençlerimizi yanlış yönlendirerek, geleceklerini karartıyorsunuz. Sizler sevgiden yoksun, merhametsiz insanlarısınız. Sizler Kabil’in anlayışından peydahlanmış kötülüğün timsali kininizle, bir ülkeyi ve dünyayı heba edecek, ateşe atacak anlayışta ve algıdasınız.
Sizin anlayışınız demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları değildir. Bunlar sizin lehinize olursa siz bunları seversiniz. Aksine sizin anlayışınız, bu ülkenin mazlum halklarının dinini, imanını, baş örtüsünü, geleneğini, örfünü yok saymaktır. Siz yıllarca bu ülkeyi üçüncü sınıf dünya ülkesi yaptınız. Sizin geçmiş siciliniz de bozuktur. Bu ülkede camileri ahır ve tuz ambarı yapan siz değil misiniz! Geçmişte de hangi başbakan sizden yana değil de, halktan yana olduysa ya asıldı yada zehirlendi. Sizler, ülkemizin dünya standartlarını yakalayan Avrupa ülkesi olmasını istemiyorsunuz, bu ülkenin dünyayla bağı kopmuş karanlık bir ülke olmasını istiyorsunuz. Geçmişte, doğuda mazlum halkların köylerini yakıp yıkan, insanları asit kuyularına atarak bu ülkeye düşman üreten sizlerin anlayışıdır.
Ortadoğu’nun Avrupa’nın ve Dünyanın gözü Türkiye’deki istikrardayken, şimdi kalkmışısınız hiç alakasız bir meseleyi bahane ederek, gençlerimizi kandırarak, şehirleri birbirine katarak, hukuk tanımamazlık yaparak, şehir eşkiyalığı yaptırıyorsunuz.
Siz, dış mihraklara satılmış ulusalcı ve Ergenekoncu beyler; Bu halk sizi çok iyi tanıyor, sizin niyetinizi de geçmişinizi de çok iyi biliyor. Bu halk bu ülkeye yaptığınız ekonomik zararı, bu zulmü hiç unutmayacak. Bunu bilinki, ülkenin başbakanına iftira ve itibarsızlaştırma girişimleriniz sonuç vermeyecektir. Çünkü bu millet gerçekleri çok iyi biliyor.
'Gezi bahane şiddet şahane'
YAZIYA YORUM KAT